Amaç: Bu araştırma COVID-19 nedeniyle yaşanan karantina sürecinde yakın ilişkilerde şiddete yönelik tutumunun, yaygın anksiyetenin ve bunları etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla yapıldı.
Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel olarak planlanan araştırmanın verileri Türkiye’de evde kalmanın zorunlu olduğu 1 Nisan 2020 ile 31 Mayıs 2020 tarihleri arasında 557 katılımcıdan toplandı. Araştırmadaki anket soruları Google Form aracılığıyla online anket olarak oluşturuldu ve katılımcılara sosyal medya üzerinden gönderildi. Araştırma verilerinin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu, Yakın İlişkilerde Şiddete Yönelik Tutum Ölçeği ve Yaygın Anksiyete Bozukluğu Ölçeği kullanıldı.
Bulgular: Katılımcıların %43.8’i salgın nedeniyle ekonomik sıkıntı yaşadığını, %54.3’ü salgın sürecinde aile içi ilişkilerinin etkilendiğini, %44.7’si salgın sürecinde ev içinde tartışma yaşadığını, %26.5’i karantinada tartışmalarının şiddetlendiğini ifade ettiler. Çalışmada katılımcıların Yakın İlişkilerde Şiddete Yönelik Tutum puan ortalaması düşük bulundu (35.19±8.93). Katılımcıların Yaygın Anksiyete Bozukluğu puan ortalamasının orta düzeyde olduğu belirlendi (7.40±5.27). Katılımcıların karantina sürecinde yakın ilişkilerde şiddete yönelik tutumu ile anksiyete bozukluğu arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğu bulundu (p<0.05).
Sonuç: Katılımcıların şiddete eğilimli olmadığı, anksiyetelerinin orta düzeyde olduğu ve anksiyete düzeyi arttıkça şiddete eğilimin arttığı belirlendi. Karantina öncesinde yaşanan ve çözümlenemeyen sorunların bu stresli dönemde ortaya çıkması ve aile içi ilişkileri olumsuz etkilemesi muhtemeldir. Bu nedenle karantina dönemlerinde şiddeti önlemek için toplumun eğitilmesi, ailelere psikolojik destek verilmesi, ekonomik sıkıntı yaşayan ailelere maddi destek sağlanması faydalı olabilir
Bu araştırmadaki tüm katılımcılara çok teşekkür ederiz.
Objective: This study was conducted to determine the attitudes towards intimate partner violence, generalized anxiety and the factors affecting them during the quarantine process due to COVID-19 pandemic.
Method: This study was designed as a descriptive, cross-sectional study. The study data were collected between the April 1, 2020 and the May 31, 2020 from 557 participants. The survey questions in the study were created as an online survey via Google Form and sent to the participants’ social media addresses. The study data were collected using the Personal Information Form, Intimate Partner Violence Attitude Scale and Generalized Anxiety Disorder Scale.
Results: Of the participants, 43.8% experienced economic difficulties due to the epidemic, 54.3% stated that their family relations were adversely affected during the pandemic, 44.7% quarreled with other members of the family more at home during the pandemic, 26.5% stated that quarrels during the quarantine became intensified. In this study, the mean scores obtained from the Partner Violence Attitude Scale were low (35.19±8.93). The mean scores obtained from the Generalized Anxiety Disorder Scale were moderate (7.40±5.27). A positive relationship determined between the mean scores obtained from the Intimate Partner Violence Attitude Scale and Generalized Anxiety Disorder Scale (p<0.05).
Conclusion: It was determined that the participants were not prone to perpetrating violence, that their anxiety level was moderate and that their tendency to perpetrate violence increased as their anxiety levels increased. Even in a world without quarantine, it is very difficult for individuals to talk about domestic violence or to try to get help in this matter, and this becomes even more difficult during quarantine. Therefore, especially in quarantine periods, it is recommended that the society should be educated if violence is to be prevented, families should be provided with psychological support, and families having economic difficulties should be provided with financial support.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | August 31, 2022 |
Submission Date | April 19, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.