Penetrating cardiac injuries are one of the most lethal types of trauma. Early diagnosis, appropriate approach in the emergency department (ED), early resuscitation and immediate surgical intervention are essential in the management of penetrating cardiac injuries. In this study we retrospectively evaluated five patients with penetrating cardiac injuries in a 1-year period before an open heart surgery center was set up in our hospital; and we aimed to underline the importance of an appropriate and early surgical intervention without cardiopulmonary by-pass on survival. Median age of our patients was 26 years (range, 17-42 years) and all of the patients were males. Two patients were presented as cardiac arrest and they could not be survived. Three of our patients presented to our ED with cardiogenic shock and all of them recovered after the operation. Right ventricle injury was determined in two patients and both of them survived after the operation. In 3 patients, left ventricle injury was observed and 2 of them died. While 3 patients presented with gunshot injury, 2 of them presented with sharp object injury. One patient in each group was died. Three patients recovered without any complications, however 2 patients- one before operation and 1 during operation- died (survival rate: 3/5). Those 3 patients did not develop any major stationary sequela with normal LVEF in the follow-up at first and third.
Penetran kalp yaralanmaları, travma çeşitleri arasında en öldürücü olanlardır. Penetran kalp yaralanmalarına uygun yaklaşımda erken tanı, acil serviste (AS) doğru müdahale, erken resüsitasyon ve acil cerrahi müdahale önemlidir. Biz bu çalışmamızda hastanemizde açık kalp cerrahisi yapılmaya başlanmasından önceki 1 yıl içerisinde, penetran kardiyak yaralanma ile AS'ye getirilen beş hastayı retrospektif olarak inceledik ve kardiyopulmoner by-pass yapılamadığı durumlarda bile, erken ve doğru cerrahi müdahalenin sağkalım üzerine olan önemini vurgulamayı amaçladık. Çalışmaya alınan hastaların ortalama yaşı 26 (17-42) yıl idi ve tümü erkekti. İki hasta AS'ye kardiyak arrest olarak getirilmişti ve bu hastalar kurtarılamadı. Üç hasta ise AS'ye kardiyojenik şok ile getirildi ve bu hastaların tümü ameliyat sonrası iyileşti. İki hastada sağ ventrikül yaralanması tespit edildi ve bu hastaların her ikisi de operasyon sonrası hayatta kaldı. Üç hastada sol ventrikül yaralanması saptandı ve bu hastaların 2'si öldü. Üç hasta ateşli silah ile yaralanırken, 2 hasta kesici alet ile yaralanmıştı. Her iki grupta birer hasta öldü. Üç hasta herhangi bir komplikasyon olmadan taburcu edildi. İki hasta, biri operasyon öncesi ve biri operasyon sırasında olmak üzere öldü (sağkalım oranı: 3/5). Bu 3 hastanın yapılan birinci ve üçüncü ay kontrollerinde sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonları normal olarak hesaplandı ve herhangi bir major sekel oluşturan komplikasyon gelişmedi.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | February 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2014 Volume: 17 Issue: 2 |