Abstract
Respiratory distressis the most frequent cause of admission to the neonatal intensive care units both in term and preterm infants.Respiratory distress related to prematurity include delayed neonatal transition to air breathing, respiratory distress resulting from delayed fetal lung fluid clearance, surfactant deficiency, deficiency ofantioxidant systems and birth at an early stage of lung development. Neonatal respiratory distress may be transient; however, persistent distress requires a rational di-agnostic and therapeutic approach to decrease mortality and minimize morbidity.
Öz
Hem term hem de preterm bebekler için yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yatışın en sık sebebi solunum sıkıntısıdır. Preterm doğumlar ciddi solunumsal morbidite ve mortalite ile sonuçlanabilmektedir. Prematüre bebeklerde görülen solunum sıkıntısı çoğunlukla fetal ortamdan ekstrauterin çevreye geçiş süresinin uzamasından,fetal akciğer sıvısının klirensindeki gecikmeden, surfaktan eksikliğinden, antioksidansistemlerin yetersizliğinden ve doğumun akciğer gelişiminin erken bir evresinde olmasından kaynaklanır. Preterm bebeklerde solunum sıkıntısı geçici olabilmesine rağmen devam eden solunum sıkıntısında mortaliteyi azaltmak ve morbiditeyi en aza indirmek için rasyonel bir tanı ve tedavi yaklaşımı gerektirir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | makale |
Authors | |
Publication Date | July 20, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 9 Issue: 4 |