Bu çalışma insan ve hayvan etkileşimine yeni bir bakış açısı getiren sosyal hizmet mesleği ve veterinerlik mesleğinin kesiştiği yeni bir alan olan veteriner sosyal hizmeti üzerine ülkemizde yapılan ilk çalışmadır. Söz konusu çalışmayı ortaya çıkaran motivasyon hayvanların birer meta olarak görülmekten çıkarılıp birer “can” olarak hassas gruplar üzerindeki etkilerini, yapılan çalışmalar ışığında yansıtmaktır. Çalışmanın amacı, veteriner sosyal hizmetinin kavramsal çerçevesi ve sosyal hizmet ile ilişkisini ele almaktadır. Ayrıca sosyal hizmet alanında hayvan kullanımının etik sorunlarına genel bir çerçeve sunmaktadır. Çalışmanın yöntemi, mevcut bilgileri sentezlemeyi ve analiz etmeyi amaçlayan geleneksel derleme çalışmasıdır. Araştırma sonuçlarına göre; sosyal hizmet, çevresi içinde birey yaklaşımı ile birey-doğa ya da birey-hayvan ilişkisinden ziyade çevreyi insan, insan grupları ve sistemler bağlamında ele almıştır. Oysaki çevreyi yok eden insan merkezcilik veya insan çıkarlarının diğer tüm hayvanlar üzerinde otomatik olarak ayrıcalıklı hale getirilmesi, sadece hayvanlar değil, insanlar arasındaki sosyal eşitsizliği de yeniden üretmektedir. Değişim sosyal hizmetin değişmez bir özelliğidir, bu nedenle geleceğin sosyal hizmeti insan odaklı olmak zorunda değildir. Sonuç olarak; bu geleneksel derleme çalışmasında veteriner sosyal hizmet alanının sosyal hizmetin ana akım tartışmaları içerisinde giderek kendisine daha fazla yer bulması hedeflenmiştir.
This study is the first study in our country that is conducted on the emerging field of veterinary social work, which is the intersection of social work and veterinary professions and presents a new perspective on human and animal interactions. The motivation of this study was to reflect the effects of animals, as “living beings”, on sensitive groups in the light of conducted studies while trying to shift the perception of animals being considered as metas. This study discusses the conceptual framework of veterinary social work and its relationship with social work. This study also presents a general framework regarding the ethical issues of animal use in the field of social work. For this purpose, the study was carried out with the traditional review method. With the approach of individuals and their environment, social work has considered the environment in the context of people, human groups and systems, rather than the individual-nature or individual-animal relationships. However, anthropocentrism or the automatic privilege of human interests over all other animals, that is destroying the environment, reproduces social inequality not only between species but also between people. Change is a constant component of social work; therefore, the social work of the future does not have to be anthropocentric. Accordingly, animal assisted interventions are expected to be covered to a further extent in the mainstream discussions of social work. In conclusion, this study aims to draw attention to the conjunction of veterinary and social work.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Emotional Development, Communication Psychology |
Journal Section | Review |
Authors | |
Publication Date | September 25, 2024 |
Acceptance Date | April 23, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 6 Issue: 3 |