This study aims to evaluate the transformation of the historical Hotel Röhrl building, located in the Bavarian region of Germany and dating back to the 18th century, within the scope of legal frameworks on cultural heritage conservation. Through a combination of visual analysis and legal-literature-based evaluation, the study assesses the extent to which the building’s adaptive reuse process complies with both German national regulations, namely the Kulturgutschutzgesetz (KGSG) and the Bayerisches Denkmalschutzgesetz (BayDSchG), as well as international charters and conventions such as the Venice Charter, ICOMOS principles, and UNESCO recommendations. The research utilizes a thematic coding approach to measure the compliance of architectural and material interventions with conservation principles. Findings reveal that the building’s historical fabric, including its facade, spatial organization, and traditional materials, has largely been preserved. However, several modern interior interventions partially compromise material authenticity. The new function of the building as a hotel and restaurant is consistent with its historical use and is integrated sensitively into the existing structure. The documentation and approval processes were carried out transparently through relevant conservation authorities. This case study contributes to the field of architectural heritage by demonstrating how statutory compliance and sensitive design can coexist in adaptive reuse practices, offering a replicable framework for similar restoration projects in different geographical contexts.
Conservation Principles Architectural Heritage Adaptive Reuse Legal Regulations
Bu çalışma, Almanya’nın Bavyera Eyaleti’nde yer alan ve 18. yüzyıla tarihlenen Hotel Röhrl yapısının, yeniden işlevlendirme süreci çerçevesinde, Almanya’daki ulusal yasal mevzuat ve uluslararası koruma ilkeleri doğrultusunda incelenmesini amaçlamaktadır. Çalışmada, yapının yeniden işlevlendirilmeden önceki ve sonraki fiziksel durumu arasında mimari, estetik ve malzeme açısından farklılıklar görsel karşılaştırma yoluyla analiz edilmiş; ayrıca yasal ilkeler çerçevesinde uygulamaların uygunluk dereceleri kodlama sistemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamında Almanya’da geçerli olan Kültürel Varlıkları Koruma Yasası (Kulturgutschutzgesetz — KGSG) ve Bavyera Anıt Koruma Yasası (BayDSchG) ayrıntılı şekilde incelenmiş, bunun yanı sıra Venedik Tüzüğü, ICOMOS ve UNESCO gibi uluslararası belgelere de atıfta bulunulmuştur. Bulgular, yapının yeniden işlevlendirilme sürecinde özgün mimari unsurların ve malzeme karakterinin genel olarak korunduğunu; ancak bazı iç mekân müdahalelerinde özgünlüğü zedeleyen uygulamaların da bulunduğunu ortaya koymuştur. Yapının yeni işlevinin tarihsel kullanım ile bütünlüklü olduğu, malzeme uyumunun sağlandığı ve belgeleme sürecinin ilgili kurumlar aracılığıyla şeffaf biçimde gerçekleştirildiği sonucuna varılmıştır. Çalışma, taşınmaz kültürel mirasın korunmasına yönelik yasalara dayalı değerlendirme örnekleri açısından literatüre katkı sağlamakta ve benzer projeler için metodolojik bir çerçeve sunmaktadır.
Koruma İlkeleri Mimari Miras Yeniden İşlevlendirme Yasal Düzenlemeler
Yapılan çalışmada araştırma ve yayın etiğine uyulmuştur.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Yapı, Çevre, Yerleşim ve Ürünlerde Koruma, Restorasyon, Yenileme |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 4 Kasım 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 14 Aralık 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 9 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 22 Ağustos 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 6 Sayı: 2 |
Creative Commons Attribution-ShareAlike 4.0 International License tarafından lisanslanmıştır.