While culture is affirmed by the Frankfurt School in an elitist and narrow framework; the school of British Cultural Studies takes the concept in a much broader context, including all doings of subjects. Especially as a musicologist, in Theodor Adorno's texts, genres such as jazz and Stravinsky-style classical music are devalued; Atonal music that emphasizes the variety of notes in the composition is affirmed. The school of British Cultural Studies, on the other hand, takes care of the more mundane forms of culture and finds a resilient element in popular culture in a way that restores the dignity of the working-class culture that rooted its members. A working class subject will not have the chance to access and analyze the high cultural forms glorified by the Frankfurt School, and to use these forms effectively in cultural consumption activities. This study aims to evaluate this contrast in the approaches to culture of Frankfurt School and British Cultural Studies, which are included in Critical Communication Studies. It will question whether it is necessary to limit the resistance of the subjects within the higher forms of culture as the Frankfurt School claims. From the opposite perspective, it will question the possibility that the effort to exist within the structure can be realized through more casual and popular forms as Cultural Studies advocates. This study, which does not feed on a stance in favor of the Frankfurt School or British Cultural Studies, aims to evaluate the thesis of both approaches through the daily life and cultural production-consumption activities of the subjects.
Kültür, Frankfurt Okulu tarafından elitist ve dar bir çerçeve içerisinde olumlanırken, İngiliz Kültürel Çalışmalar Okulu kavramı öznelerin tüm yapıp etmelerini içerecek şekilde çok daha geniş bir bağlamda ele alır. Özellikle bir müzikolog olarak Theodor Adorno’nun metinlerinde, caz ve Stravinsky tarzı klasik müzik gibi türler değersizleştirilirken, beste içerisinde notaların çeşitliliğine vurgu yapan atonal müzik olumlanır. Öte yandan İngiliz Kültürel Çalışmalar Okulu, üyelerinin köklerini oluşturan işçi sınıfı kültürünün itibarını iade edecek şekilde, kültürün daha sıradan formlarını önemser ve popüler kültürde direnişçi bir unsur bulur. İşçi sınıfından bir öznenin Frankfurt Okulu’nun yücelttiği yüksek kültürel formlara erişme, erişse bile bu formları çözümleme ve kültürel tüketim faaliyetleri içerisinde etkin bir şekilde kullanma şansı olmayacaktır. Bu çalışma, Eleştirel İletişim Çalışmaları içerisinde yer alan Frankfurt Okulu ve İngiliz Kültürel Çalışmaları’nın kültüre yönelik yaklaşımlarındaki bu karşıtlığı değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Öznelerin direnişlerinin, Frankfurt Okulu’nun iddia ettiği gibi kültürün daha yüksek formları içerisinde sınırlanmasının gerekli olup olmadığını sorgulayacaktır. Karşıt bir perspektifle, yapının içerisinde var olma çabasının Kültürel Çalışmaların savunduğu gibi daha gündelik ve popüler formları aracılığıyla gerçekleştirilebilmesinin olasılığını sorgulayacaktır. Keskin bir şekilde Frankfurt Okulu veya İngiliz Kültürel Çalışmaları’ndan yana bir duruştan beslenmeyen bu çalışma, her iki yaklaşımın tezlerini öznelerin gündelik yaşam ve kültürel üretim-tüketim faaliyetleri üzerinden değerlendirmeyi hedeflemektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Cultural Studies |
Journal Section | Review Articles |
Authors | |
Publication Date | September 10, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |