Cumhuriyet
döneminin önde gelen yazarlarından Tarık Buğra; daha çok roman, hikâye,
eleştiri gibi alanlarda kaleme aldıklarıyla bilinir. Fakat o, bunların yanında
sanat ve eleştiri alanına ait meseleler üzerinde de yoğunlaşmış ve bu çerçevede
düşüncelerini okurlarıyla paylaşmıştır.
Çeşitli tarihlerde kaleme aldığı makalelerinde/söyleşilerinde/röportajlarında
Buğra; sanatın ve eleştirinin hem güncel ve evrensel boyutlarını sorgulamış ve
son derece önemli tespitlerde bulunmuştur. Buğra’nın sanat algısı; bir yönüyle
bireye, estetik olana ve göreceli gerçekliğe doğru bir açılım sergilerken diğer
yönüyle ideolojik “bağlanma”ya ve toplumsal işleve kapı aralar. Böylelikle söz
konusu algı, dönemin ideolojik ve katı gerçekçi sanat anlayışıyla hem yakınlık
hem de karşıtlık ilişkisi içerisinde somutluk kazanır. Buğra’nın bu “ikili”
sanat algısı, temelde, “bağlanmacı” bir
estetizmi; bir başka ifadeyle, “bağlanmacılık” ve estetizm arasında bir “orta
yol”u imlemektedir. Fakat Buğra için
estetik olan, son tahlilde başattır. Eleştiri çerçevesinde Buğra’nın dile
getirdikleri ise “anlamlı bir birlik” arz etmez; birbirinden kopuk eksende
seyreder. Bunları da şöyle özetleyebiliriz: Buğra için eleştirinin işlevi;
eserin estetik yanlarını belirleyebilme, onun “şifreleri”ni çözebilme uğraşısı
etrafında bir anlam kazanır. Nitelikli bir eleştiri için, edebi birikimin
yanında ve hatta bundan da öte nesnelliğin öne alınması gerekmektedir.
Sanatçının ve eleştirmenin “tahammül” sınırlarında genişlik olması da Buğra’nın
nitelikli bir eleştiri adına işaret ettiği bir başka noktaya tekabül eder. Son
olarak; Buğra eleştirinin sınırını genişletir; kurumsal olana (ödül jürileri ve
benzeri mekanizmalar) da bir açılım gösterir.
Tarık Buğra, one of the leading writers of the Republic
period; he is known for writing in such areas as novels, stories and criticism.
In addition to these, he also concentrated on the issues of art and criticism
and shared his ideas with his readers. Buğra in articles, interviews, interviews
he has written on various dates; he questioned both the current and universal
dimensions of art and criticism and made extremely important determinations.
Buğra's art perception; in a way, it displays an opening towards the
individual, the aesthetic and the relative reality; Thus, the perception in
question gains concreteness in the relation of both intimacy and opposition
with the ideological and rigid realistic concept of art. This cı dual “art
perception of the bourgeoisie is essentially a” bonding ın aestheticism; in
other words, it implies a “middle way” between “bonding bir and esthetism. But
the aesthetic for Buğra, in the final analysis is dominant. In the framework of
criticism, the articulation of boube does not offer a ’meaningful union E; they
are on the disjoint axis. These can be summarized as follows: The function of
criticism for Bugra; to be able to determine the aesthetic side of the work, to
solve his eri passwords yan to gain a meaning around. For a critical criticism,
literary accumulation must be taken along with even more objectivity. The fact
that the artist and the critic are broadly within the boundaries of bir
tolerance eleştir corresponds to another point that Buğra points to in the name
of a qualified criticism. Finally; Buğra expands the limit of criticism; It
also shows an institutionalization (award jury and similar mechanisms).
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 13, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 1 Issue: 1 |