Sinema, sosyolojik araştırmaya veri sunan bir alan olarak, son zamanlarda sosyal bilimsel çalışmalara bir çeşit laboratuvar olarak katkı sağlamaktadır. Bunun en temel sebebi, sinemanın toplumsal olayları/olguları yansıtma potansiyeline sahip olması ve bir nevi projektör misyonu üstlenmesinden ileri gelmektedir. Tam da bu sebeple, bu çalışmada Biutiful filmi göç, göçmenlik halleri ve göçmenlerin hayatta kalma stratejileri çerçevesinde ele alınmıştır. Çalışmanın amacı, Avrupa’ya daha iyi yaşam şansı yakalamak için göçmüş birey ve grupların sorunlarını incelemektir. Biutiful filmine bakarken, bu yazı, iki ana yoldan ilerlemeyi tercih etmiştir. İlki, ana karakterin kişisel hikayesini göçmen-baba alegorisi üzerinden ele almak, ikincisi ise filme konu olan göçmenlerin (Çinli ve Afrikalı -özellikle Sahraaltı ülkeleri-) hareketinin kuramsal boyutlarını inceleyip hayatta kalma stratejileri ve göçmenlik hallerine bakmaktır. Göçmenlerin hayatta kalma stratejilerinde iki önemli kavram ön plana çıkmaktadır: İlki göçmenleri istihdamdaki rolünü imleyen terhane (sweetshop) kavramıyken ikincisi göçmenlerin sosyal dünyada “atık” ve “işe yaramaz” olduğu algısını ifşa eden (Bauman’a referansla) “ıskarta hayatlar” alegorisidir.
Cinema, as a field that provides data to sociological research, has recently contributed to social scientific studies as a kind of laboratory. The main reason for this is that cinema has the potential to reflect social events/phenomena and assumes a kind of projector mission. For this reason, in this study, the film Biutiful is handled within the framework of immigration, immigration situations and survival strategies of immigrants. The aim of the study is to examine the problems of individuals and groups who migrated to Europe in order to have a better chance of life. While looking at the movie Biutiful, this article has chosen to proceed in two main ways. The first is to examine the personal story of the main character through the allegory of the immigrant-father, and the second is to examine the theoretical dimensions of the movement of immigrants (Chinese and African -especially Sub-Saharan countries-) that are the subject of the film, and look at the survival strategies and immigration situations. Two important concepts come to the fore in the survival strategies of immigrants: The first is the sweetshop concept, which signifies the role of immigrants in employment, the second is the allegory of “wasted life” (referring to Bauman), which reveals the perception that immigrants are "waste" and "useless" in the social world.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | March 8, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 8 |