Cinsel istismar, savaş saldırıları ve şiddetin diğer türleri olarak isimlendirebileceğimiz travmatik olayların edebi anlatımlar ile bütünleşmesi eski zamanlardan günümüze dikkat çekmektedir. Fakat betimlemeye karşı direnen travmanın anlaşılması zor yapısı bir yandan edebiyat alanında aşılması gereken bir güçlük olarak kendini göstermektedir. Başka bir deyişle, travmatik bir deneyimin edebi bir tür vasıtasıyla aktarılamaz oluşu fikri travma ve edebiyat ilişkisi üzerine odaklanan çok çeşitli tartışmaların merkezinde yer almaktadır. Edebi bir eserin yazıldığı dönemin kendine has özelliklerinin de travmanın dile getirilmesi zorluğu ile ilişkilendirildiği durumunun vurgulanması gerekmektedir. Bu düşünceye bağlı olarak, birçok Viktoryen çağı travma anlatılarının o dönemin boğucu sosyal geleneklerinin etkisi altında anlatılmayanı içerisinde bulundurduğu söylenebilir. Wilkie Collins’in Erkek ve Karısı şeklinde Türkçeye çevrilen ve içerisinde sarsıntıya uğramış bir kadın karakter olarak karşımıza çıkan Hester Dethridge’in bakış açısından dünyaya baktığımız eseri bu doğrultuda örnek teşkil etmektedir. Bu makalenin amacı, seçilen bu romanın Hester karakterinin yaşadığı vakanın anlatılabilir üstü ve anlatılabilir karşıtı kavramları aracılığıyla incelenebilir olması açısından uygun bir zemin oluşturduğu fikrine dayanarak bu karakterin ruhsal durumunu çözümleyebilmektir.
The integration of traumatic events such as sexual abuse, war attacks and other forms of violence into literary narratives has been quite remarkable from ancient times onwards. However, the unfathomable nature of trauma that resists representation becomes manifest as a difficulty to be surmounted in the field of literature at the same time. In other words, the unnarratability of a traumatic experience with the help of a literary genre has been at the heart of multifarious discussions pertaining to the relationship between literature and trauma. It must be stated that the literary period of a work with its peculiar characteristics has been associated with the hardship of articulating trauma as well. Based on this idea, many trauma narratives of Victorian Era can be said to incorporate what remains unnarrated because of stifling social conventions. This is particularly evident in Wilkie Collins’ Man and Wife in which readers view the world through the lenses of a traumatized woman, Hester Dethridge. To clarify, the purpose of this paper is to study the ways in which the selected novel functions as an apt forum of relating the concepts of the supranarratable and the antinarratable to Hester’s case to understand her psychic condition.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 10, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 17 |