Milliyet meselesi, Osmanlı Devleti’nin Tanzimat Dönemi’nde karşılaştığı önemli hususlardan biridir. Bu dönemde Osmanlı Devleti, bünyesinde bulunan her din ve etnik kimlikten grubu, Osmanlılık çatısı altında toplamaya çalışmıştır. Bu dönemde Osmanlılık ideolojisinin ön plana çıkarılmış olması, Osmanlı aydınlarının Türk kimliğinden habersiz olduğu anlamına gelmemektedir. İmparatorluğun kurucu unsurunun Türkler olduğu bilinmektedir. Türklerin devletteki hâkimiyeti ve hâkim dilin Türkçe olması gibi etkenler de eklenince Türk kimliği, Osmanlı kimliğinden ayrı bir şekilde değerlendirilmemiştir. Dönemin yazarları, aynı zamanda birer aydın ve bürokrattırlar. Bu durum, toplumun içerisinde bulunduğu problemleri eserlerinde ele almalarına da sebep olmuştur. Eserlerde Türk kimliğinin ve Türklüğe dair çeşitli tasavvurların girmesi de bu bağlamda söz konusu olmuştur. Tanzimat Dönemi’nde yazı hayatına başlayan ve 1912’de vefatına kadar yazmayı bırakmayan Ahmet Midhat Efendi, romanlarında Türk kimliğini çeşitli yönlerden ele alır. Bu romanlarda Türklerin, kimliklerini en çok Avrupalı milletlerden kişilerle karşılaştıkları zaman idrâk ettikleri görülür. Roman kahramanları Batılılara Türk dilinden ve edebiyatından, Türklerin yaşamından ve kültürlerinden, Türk tarihinden bahsederek Türkleri hem savunurlar hem de tanıtırlar. Bu makalenin amacı, Ahmet Midhat Efendi’nin romanlarında Türk kimliğinin nasıl yer aldığını ele almak ve kendi dönemi içinde ne ifade ettiğini ortaya koymaktır.
The issue of nationality is one of the important issues that the Ottoman Empire faced during the Tanzimat period. During this period, the Ottoman Empire tried to gather groups of all religions and ethnicities under the umbrella of Ottomanism. The fact that the ideology of Ottomanism was brought to the forefront during this period does not mean that Ottoman intellectuals were unaware of the Turkish identity. It is known that the founding element of the empire was the Turks. When factors such as the dominance of the Turks in the state and the fact that the dominant language was Turkish were added, the Turkish identity was not evaluated separately from the Ottoman identity. The writers of the period were also intellectuals and bureaucrats. This situation also caused them to address the problems of the society in their works. The inclusion of Turkish identity and various perceptions of Turkishness in the works was also a matter of concern in this context. Ahmet Midhat Efendi, who started his writing career during the Tanzimat Period and did not stop writing until his death in 1912, addressed the Turkish identity from various aspects in his novels. In these novels, it is seen that Turks realized their identities the most when they encountered people from European nations. The novel characters both defend and introduce the Turks to Westerners by talking about the Turkish language and literature, the life and culture of the Turks, and the Turkish history. The purpose of this article is to examine how the Turkish identity is included in Ahmet Midhat Efendi's novels and to reveal what it meant in his own period.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Modern Turkish Literature in Turkiye Field |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 10, 2024 |
Submission Date | October 17, 2024 |
Acceptance Date | November 20, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 23 |