Dil biliminde zorunluluk ve izin ifadeleriyle ilişkilendirilen yükümlülük kipliği, bireyleri belirli eylemler gerçekleştirmeye ya da bu eylemlerden kaçınmaya zorlayan dil bilimsel kavramları içermektedir. Bu çalışmada yükümlülük kipliğine dair mevcut yaklaşımlardan hareketle yükümlülük kipliğinin anlam alanlarından biri olan zorunluluk kipliğinin açıklanması hedeflenmektedir. Yükümlülük kipliği zorunluluk, izin ve isteme kipliği gibi üç ana başlık altında ele alınmaktadır; ancak bu çalışmada yalnızca zorunluluk kipliği detaylandırılacaktır. Zorunluluk kipliği, güçlü ve zayıf zorunluluk olarak iki alt başlığa ayrılmaktadır. Güçlü zorunluluk, hukuki veya bürokratik yaptırımlarla desteklenen zorlayıcı durumları ifade ederken, zayıf zorunluluk, toplumsal normlar ve beklentiler doğrultusunda ortaya çıkan durumlardır. Bu iki zorunluluk türü arasındaki temel fark, yaptırım gücünün kaynağı ve derecesidir. Güçlü zorunluluk eylemin belirli bir yaptırım altında zorunlu hale gelmesini sağlarken, zayıf zorunluluk bireyin toplumsal çevre veya normlar tarafından belirlenen beklentiler doğrultusunda hareket etme durumunu ifade etmektedir. Çalışmada kiplik işaretleyicilerine odaklanılmamış, bunun yerine zorunluluk kipliğinin cümle bağlamındaki anlamı üzerinde durulmuştur. Bu tercih, dildeki biçimsel ögelerin dışındaki anlamı derinlemesine analiz etmeyi sağlamak amacıyla yapılmıştır. Ayrıca, toplumsal normlar ve yasal düzenlemelerle etkileşimde bulunan zorunluluk kipliğinin bireylerin eylemlerini yönlendiren bir unsur olarak işlevini araştırarak dil bilimi alanına önemli katkılarda bulunmayı hedeflenmektedir.
Makalenin araştırılması ve yazılması sürecinde sağladığı destek için saygıdeğer danışmanım Doç. Dr. Ahmet Turan Türk’e teşekkürlerimi sunarım.
Deontic modality is a category of modality in linguistics that stands in contrast to epistemic modality. Associated with expressions of obligation and permission this category encompasses linguistic concepts that compel individuals to undertake certain actions or to abstain from them. This study aims to explain deontic modality, particularly focusing on obligation modality, as one of its core semantic means, based on existing approaches to deontic modality. Deontic modality is generally classified under three main categories: obligation, permission, and volition. However, this study exclusively elaborates on obligation modality. Obligation modality is divided into two subtypes: strong and weak obligation. Strong obligation represents coercive conditions backed by legal or bureaucratic sanctions, while weak obligation arises from societal norms and expectations. The fundamental distinction between these two types lies in the source and degree of enforcement power; strong obligation enforces actions through formal sanctions, whereas weak obligation implies actions guided by societal norms or expectations. This study does not focus on modality markers but rather emphasizes the contextual meaning of obligation modality within sentences. This approach is intended to facilitate a deeper analysis of meaning beyond formal linguistic elements. Furthermore, by investigating obligation modality as an influential factor in guiding individual actions through its interaction with social norms and legal regulations, this study aims to make significant contributions to the field of linguistics.
I would like to thank my esteemed advisor Assoc. Prof. Dr. Ahmet Turan Türk for his support during the research and writing of the article.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Lexicography and Semantics |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 10, 2024 |
Submission Date | October 29, 2024 |
Acceptance Date | November 30, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 23 |