Başta Amerika olmak üzere, Anglo-Sakson akademik dünyada ağırlıklı olarak sözlü iletişim (speech communication) çalışmalarının özel bir önem atfettiği toplumsal hareketler, Türkiye'deki iletişim çalışmalarının üzerinde az durduğu alanlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum bir yandan ilgili literatürün tanımladığı toplumsal hareket geleneğinin Türkiye'de Batı Avrupa ve Kuzey Amerika'daki kadar yaygın ve güçlü bir geçmişi olmaması, diğer yandan da toplumsal hareketlere ilişkin özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan kuramsal yaklaşımlara ilişkin literatürün Türkiye'de çok sınırlı olmasıyla ilişkilendirilebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Radyo-Televizyon |
Bölüm | Kitap İncelemesi ve Değini |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Ocak 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 11 (2) Sayı: 22 |