Sinemanın ilk günlerinden itibaren etnografik film, kültürün belgelenmesi için önemli imkânlar sunmuş olsa da antropoloji bilimi için bir çeşit tehdit olarak algılanmıştır. Kültürün görsel temsilinde kamera antropolojik göze teknolojik bir alternatif oluşturmuş, dolayısıyla antropolojinin filmle ilişkisi bu sorunsal üzerine inşa olmuştur. Makale, antropoloji ve film ilişkisinin epistemolojik arka planını tartışmakta ve hem antropolojinin hem de etnografik sinemanın temsil yetkisi ile ilgili ortak sorunsalları ve çözümlerini üç etnografik film üzerinden örneklendirmektedir. Bunlar Trinh T. Min-ha’nın Reassamblage, David ve Judith MacDougall’ın The Wedding Camels ve Jean Rouch’un Jaguar filmleridir.
Ethnographic film has offered unique tools for cultural documentation since the emergence of motion pictures. However, visual representations of culture have had a problematic relationship with the larger discipline of anthropology for decades in part due to the threat of the camera to replace the scientific yet imperfect eye of the anthropologist with a technological tool. This article argues that the rocky relationship between anthropology and the moving image has deeper roots in the epistemological constructions of Self and Other, Home and Field, as well as Modern and Primitive. In conjunction with the dissolution of anthropological authority, a number of ethnographic films dealt with theoretical and ethical questions in relation to the issues of representational authority. The article illustrates three different ethnographic and filmic approaches to the issue: Reassemblage by Trinh T. Min-ha, The Wedding Camels by Judith and David MacDougal and Jaguar by Jean Rouch.
Anthropology ethnographic cinema representation documentary film.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları, Radyo-Televizyon |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 18(1) Sayı: 35 |