Büyük Selçuklu Devleti’nin veziri Nizam’ül Mülk’ün
‘Nizamiye Medreseleri’ni açması yükseköğretimde önemli bir yeniliktir. Bu
medreselerin açılmasının başlıca amaçları, İslamiyet’i yayacak ve yaşatacak üst
düzey din ve devlet adamlarını, devlet hizmetinde yer alacak Sünnî ve Hanefî
inanca sahip ahlâklı memurları, yoksul ve yetenekli öğrencileri yetiştirmekti.
Bu medreseler yükseköğretim olanağını maddi durumu iyi olan, olmayan tüm
öğrencilere verdiğinden, yükseköğretimde fırsat eşitliği sağlamaktaydı. Bu
kurumlar sadece müderris, müid konumundakilere yüksek maaş vermiş, öğrencilerine
de yatılı-burslu olma olanağı sağlamıştır. Medreselerin şehirlerden kasabalara
kadar önemli yerleşim yerlerinde açılmasıyla, yükseköğretim tabana yayılmış,
fırsat eşitliği sağlanmıştır. Selçuklu Medreseleri, Avrupa’da başlayan
‘Aydınlanma Çağı’na katkı sağlayarak o dönem Avrupa’daki üniversitelere iyi bir
örnek oluşturmuştur. Selçukluların yükseköğretim tecrübeleri, kendisinden sonra
gelen Anadolu Beylikleri ve Osmanlı Devleti’ndeki yükseköğretimine önemli bir
temel teşkil etmiştir. Biz bu çalışmamızda, Nizamiye medreselerindeki fırsat
eşitliğini inceleyerek, bu kavramın önemine ve toplumsal getirilerine dikkat
çekmek ve günümüze yansımalarını değerlendirmek istiyoruz. Bu konu ile ilgili
kaynak taramamızda eğitimde fırsat eşitliği kavramını geçmişten günümüze
değerlendireceğiz. Selçuklularda olduğu gibi, günümüzde de devletlerin,
yükseköğretimi en önemli görevleri arasında kabul ederek, bireylerin tamamına
eşit olanaklarla bu hizmeti sunması gerekmektedir. Ulusal eğitim
politikalarında dezavantajlı gruplar için açık ve uzaktan öğretimin
kullanılması, yaşam boyu öğrenme olanaklarının halkın hizmetine sunulması ve
böylece beşerî sermayenin geliştirilmesine olanak sağlaması mümkündür.
Çalışmamızda, devletin yükseköğretim politikaları oluşturması ve eğitim ve öğretimde
fırsat eşitliği sağlaması konularının Batıdan öğrendiğimiz kavramlar değil,
Batının bizden öğrendiği kavramlar olduğunu ortaya koymaya çalışacağız.
The establishment of
Nizamiye Madrasahs by the vizier of the Grand Seljuk State, named Nizam’ül Mülk,
is an important innovation in higher education. The main objective of
establishing these madrasahs were to educate poor and talented students with
Sunni and Hanafi beliefs and prepare them for being ethical high-level
religious staff and statesmen with the duty of spreading Islam and then employ
these people in state services and in spreading Islam. These institutions gave
equal opportunities for higher education to all students who are in good or bad
financial situations. These institutions have only employed well-trained senior tutorial in
education with high salaries and have provided boarding-scholarship for all of
the students. With the opening of madrasahs in all important settlements from
cities to towns, higher education has spread all over the Grand Seljuk State and equal opportunity has been
provided for all the people. This phenomenon has contributed to the Age of
Enlightenment which started in Europe and set a good example for the
universities in Europe. The higher education experiences of the Seljuks also
provided an important basis for the higher education of the Anatolian
Principalities and the Ottoman Empire. In this study, we aimed to examine the
equality of opportunity in Seljuk higher education system and to draw attention
to the importance and social benefits of this concept and to evaluate its
reflections to our day. We will evaluate the concept of equality of opportunity
in higher education from the past to the present by conducting a literature
review. As in the Seljuks, today for all governments it is necessary to offer
higher education to all individuals with equal opportunities by considering
this service among the most important tasks. In national educational policies,
it is possible to provide opportunities of lifelong learning for disadvantaged
groups and for all the people by using open and distance learning, thus
enabling the development of human capital. The formation of higher education
policies of the state and providing opportunity equality in education and
training are not the concepts which we learned from the West, but they are the
concepts were learned by the West from us.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Studies on Education |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 1, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 3 Issue: 1 |