Abstract
Düşünce tarihi boyunca ilk insanın nasıl var olduğu ve varlığının anlamı zihinleri hep meşgul etmiştir. İnsanın nasıl ve niçin yaratıldığı konusu varlığını anlamlı kılma açısından insan için hayati öneme sahiptir. Bu bağlamda en eski uygarlıklarda yaratılışa dair anlatıların olduğunu görmekteyiz. Çeşitli kültür ve coğrafyalarda toplumsal zihnin inşa ettiği bu yaratılış mitoslarında farklılıklar olduğu gibi benzer noktalar da tespit etmek mümkündür. İlahî dinlerde de ilk insanın yaratılış anlatıları ayrı bir önemi haizdir. Bu çalışmada mitolojilerle ilahî dinlerin yaratılış anlatıları arasındaki benzerliklerin ortaya konması ve değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada yöntem olarak öncelikle Sümer, Babil, İran ve Türk mitolojilerindeki yaratılış anlatıları incelenmiş daha sonra Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet’te ilk insanın yaratılışı ortaya konarak benzerlikler tespit edilmiş ve değerlendirmeler yapılmıştır. Sümer, Babil, İran ve Türk mitolojilerinde ilk insanın yaratılışında kullanılan en temel maddenin toprak olduğu görülmektedir. Bazı mitolojilerde toprakla birlikte tanrılara ait kan ve gözyaşı insanın yaratılışında hammadde olmuştur. İlahî dinlerde de ilk insan topraktan yaratılmış ve ona Tanrı tarafından ruh üflenmiştir. Hem mitolojilerde hem de dinlerde ilk insanın yaratılış gayesi en genel anlamda Tanrı’ya ya da tanrılara hizmet etmektir. Mitolojilerle ilahî dinlerin yaratılış anlatıları arasındaki benzerlikleri Allah’ın her topluma elçiler göndermesi dolayısıyla aynı kaynaktan bilgilendirilmiş olması gerçeğiyle açıklamak mümkün görünmektedir.