Çağdaş siyaset felsefesi yazınında Marksist yabancılaşma kavramına pek az yer verilir. Bunun nedeni
yabancılaşma kavramının barındırdığına inanılan tekil iyi yaşam anlayışının demokrasi kültürünün
vazgeçilmez bir ilkesi olan değer çoğulculuğuna aykırı olduğunun düşünülmesidir. Bu yaygın görüşün
aksine, yabancılaşma kavramından yola çıkılarak yabancılaşmanın olmadığı yerde tek bir iyi yaşam
biçiminin var olabileceği sonucuna varılamaz. Günümüz kapitalist toplumlarında sürekli liberal çoğulcu
değerlerin vaaz edilmesine rağmen sistematik olarak tek boyutlu bir tüketim hayatının dayatılmasının
getirdiği alternatifsizlik, yabancılaşma ve bu kavrama yöneltilen çoğulcu itirazlar üzerine yeniden
düşünmemiz gerektiğini göstermektedir. John Rawls’un adalet kuramında (A Theory of Justice) en
önemli toplumsal kaynak olarak, Marksist yabancılaşma kavramının içerdiği “kendini gerçekleştirme”
düşüncesiyle paralellikler taşıyan “özsaygı” kavramına yer vermesi bu bakımdan anlamlıdır. Ancak
Marksist yabancılaşma kuramının eleştirel ve dönüştürücü yapısı göz önünde bulundurulduğunda
yabancılaşma kavramıyla bazı benzerlikler taşıyan özsaygı kavramının yetersizliklerinin de ortaya
konması gerekmektedir.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Authors | |
| Publication Date | March 2, 2016 |
| Published in Issue | Year 2015 Volume: 3 Issue: 2 |