Türkiye’de 2000 yılı ikinci yarısında kamu bankalarının yapısal uyum düzenlemelerinin gecikmesi, enflasyonun beklendiği kadar hızlı düşmemesi, kamu mal ve hizmetlerine enflasyon artışı kadar zam yapılması, iç talebin alınan ek önlemlere rağmen kontrol altına alınamaması sonucu, yılsonuna doğru ekonomik görünüm bozulmaya başlamış ve Kasım 2000’de bankacılık sektörü krize girmiştir.2000 yılının Kasım ayında yaşanan krize neden olan yapısal düzenlemeler konusunda yavaş hareket edilmesi, sınırlandırılamayan iç talebe bağlı cari işlemler açığının artmaya devam etmesi ve döviz kurları üzerindeki ciddi baskının artması gibi sorunlar 2001 yılında daha da ağırlaşmıştır. Türkiye ekonomisinde 2001 Şubat ayında finansal sistemde başlayıp çok hızlı bir şekilde
Türkiye’de 1990-1999 döneminde, sermaye hareketlerinin serbestleşmesi ile birlikte kısa vadeli sermaye akımları hızlanmış, diğer taraftan sermaye çıkışları ekonomiyi kırılgan hale getirmiştir. 1990 yılında TL’nin konvertibilitesi ilan edilmiş, Türkiye’de yerleşik kişilere sınırsız döviz bulundurma ve transfer etme yönünde olanak sağlanmıştır. 1990’lı yıllarda bilişim teknolojisinde yaşanan gelişmeler ve elektronik banka hizmetlerinin yaygınlaşması, ülkemizde de elektronik bankacılık alt yapısının kurulmasını ve bankalararası fon transferlerinin modern haberleşme teknikleri aracılığıyla kısa sürede gerçekleştirmesini gündeme getirmiştir.Serbest piyasa mekanizmasının ekonomide işlerlik kazanması ve finansal piyasaların serbestleşmesine yönelik düzenlemelerin yapılması, bankacılık sistemi üzerinde önemli etkilere neden olmuştur. 1999 yılında Bankalar Kanunu’nda bazı değişiklikler yapılmıştır. Yapılan değişiklikler ile bankacılık mevzuatı Basel Komitesi’nin tavsiyelerine, Avrupa Birliği direktiflerine ve uluslararası düzenlemelere uyumlaştırılmaya çalışılmıştır. Bankalar Kanunu’nda yapılan değişiklikler ve düzenlemeler, yılın son günlerinde açıklanan Hükümet ile Uluslararası Para Fonu arasında imzalanan Stand-by anlaşmasının temelini oluşturmuştur.
Türkiye’de bankacılık sektörü aktif büyüklüğü ve yarattığı istihdam açısından önemli bir yer tuttuğundan dolayı bu çalışma, Türkiye Bankacılık Sektörü’ne dâhil mevduat bankaları, yabancı sermayeli bankalar, kalkınma ve yatırım bankaları ile katılım bankalarının 2000-2016 yılları arasındaki banka sayısı, şube sayısı ve personel sayısı seyrinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 2 Sayı: 3 |