İslâm, insanların toplumdan uzaklaşmaları ve kendilerini tümüyle ibadete vermeleri şeklindeki ruhbanlığı yasaklamış, onlardan dünya ve ahiret dengesini gözetmelerini isteyerek bu doğrultuda bir hayat sürdürmelerini salık vermiştir. Hz. Peygamber de bi`set öncesi ve sonrası yaşadığı çevreye ilgisiz kalmamış; peygamber olmadan önce Hilfü’l-fudûl ve Kâbe hakemliği gibi önemli işlerde görev almıştır. Bu arada da Cahiliye Dönemi’nde yaygın olan kötülüklerden ve günahlardan uzaklaşmak ve tefekkür etmek amacıyla belirli günlerde Hira’da tahannüs (itikâf) yapmıştır. İtikâf, Hz. İbrâhîm ve oğlu İsmâîl (as.) zamanından bu tarafa devam eden bir sünnet olarak bilinmektedir. Hz. Peygamber de Medine’ye hicret ile birlikte şehrin merkezinde bulunan Mescid-i Nebevî’de bir yıl ramazanın ilk on gününde, sonra da birkaç sene aynı ayın orta on gününde olmak üzere her yıl itikâf yapmıştır. Daha sonra ise vefat edinceye kadar ramazan ayının son on gününde söz konusu ibadeti ifa etmiştir. Vefat ettiği yılın ramazan ayında ise yirmi gün itikâfa çekilmiştir. Sahâbe ve Resulullah’ın (sav.) eşleri de hem Hz. Peygamber hayatta iken hem de vefatından sonra itikâf ibadetini gerçekleştirmişlerdir. Allah Resulü (sav.), mescitte ve on gün şeklinde itikâf yapmışken sahâbe ve tâbiîn arasında itikâf mahalli ve süresi ile alakalı farklı görüş ve uygulamalar varid olmuş, aynı durum itikâf âdâbları hakkında da cereyan etmiştir. İşte bu makalede itikâfın İslâm öncesi durumu, kadınların itikâfı, itikâf mahalli ve süresi ayrıca itikâf âdâbı konuları rivayetlere yansıyan tarafları ile ele alınıp incelenmiştir.
Islam forbade the priesthood, which means that people stay away from society and worship themselves and it asks to take care of the life of this world and the hereafter and advises them to lead a life in this direction. The Prophet did not remain indifferent to the environmet the lived in before and after the bi`set; before he became a prophet, he took part in important jobs such as Hilfü’l-fudûl and the Kaaba arbitrator. In the meantime, he made tahannus (itikaf) in Hira on certain days in order to get away from the evils and sins that were common in the Age of Ignorance and to contemplate. Itikaf, it is known as a sunnah that has continued since the time of Prophet Ibrahim and his son Prophet İsmâil. The Prophet Muhammed also performed itikaf every year, in the first ten days of Ramadân one year, and then ın the middle ten days of the same month for a few years, in the Masjid an-Nabawi, located in the center of the city, together with the migration to Medina. Afterwards, he performed the worship in the last ten days of Ramadân until his death. In the month of Ramadân of the year in which he died, he retired for twenty days. The sahâbah and the wives of the Messenger of Allah Prophet performed itikaf while he has alive and after his death. While the Messenger of Allah performed itikaf in the masjid and for ten days, there were different views and practies between the sahâbah and the tâbiîn the place and duration of itikaf and the same situation occurred about the manners of itikaf. In this aricle, the pre-Islamic state of itikaf, women’s itikaf, the place of itikaf and its duration, as wel as the issues of itikaf etiquette are discussed and examined with their aspects reflected in the narrations.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Hadith |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 15, 2023 |
Submission Date | July 31, 2023 |
Acceptance Date | September 4, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
Mevzu – Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.