Mirasbırakanın muvazaalı olarak bir taşınmazını mirasçısı veya üçüncü bir kişiye devretmesi halinde, bundan zarar gören mirasçıların muvazaa sebebiyle söz konusu tasarrufun geçersizliğini ileri sürme hakkı bulunmaktadır. Uygulamada muris muvazaası davası olarak adlandırılan bu davada mirasçılar muvazaayı küllî halef (taraf) sıfatıyla ileri sürüyorsa yazılı delille, üçüncü kişi sıfatıyla ileri sürüyorsa her türlü delille ispat edebilir. Devir işleminin iptal edilebilmesi için muvazaalı olmasının yanı sıra mirasbırakanın gerçek amacının “mirasçılardan mal kaçırma” olması gerekir. Mirasbırakanın gerçek iradesinin ne olduğunun tespitini yaparken Yargıtay kararlarında sürekli vurgulanan kriterlerin titiz bir şekilde araştırılması gerekir. Mirasbırakanın gerçek amacı belirlenirken uygulamada en çok ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, mirasbırakanın genel sağlık durumu, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedenin bulunup bulunmadığı, alıcının alım gücünün olup olmadığı, aile içi ilişkiler, satış bedeli ile gerçek değer arasındaki fark, temlik edilen malın tüm malvarlığına oranı gibi kriterlerin dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Özel Hukuk ve Medeni Yükümlülükler (Diğer) |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 24 Temmuz 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 22 Mayıs 2025 |
| Kabul Tarihi | 25 Haziran 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 2 Sayı: 2 |