When the historical references concerning the pre-existing security problem of the activities of pi-rates and the Anatolian Mediterranean coast are examined, the subject is seen to be presented by the ancient historians, geographers and poets in a way in which each repeats and summarizes the other. Therefore, through looking at the way the issue was handled and narrated in the ancient sources and its methodology, it is possible to determine how they were influenced by each other and to what extent they are similar. In the modern litera-ture, this situation can also be observed in the references that are listed successively in almost the same order, mostly chronologically, in the footnotes on this subject. In fact, in the course of the historical perspective (longue durée) it is true that piracy has a romantic and timeless dimension that attracts the academician. The effects of this situation can be understood in Turkey, especially since the 2000’s, when studies on piracy emerged with a sudden enthusiasm and as a result of the popular trend and became the reason for a series of articles that followed and repeated one another. When the ancient sources and modern literature mentioned in the same way are carefully analyzed, it is seen that another point that has not been clarified in detail until now has been repeated with an interesting emphasis. This is hidden in the fact that the ‘uncanny’ topography, in which the pirates commonly dwelt, has not been investigated in a versatile manner from the site landscape ar-chaeological perspective. The historical geographical and contextual context associated with the activity of pi-racy, which was the pre-existing security problem of the Anatolian Mediterranean in antiquity, constitutes the general framework of this current study.
Anadolu Akdenizi’nin öncelikli güvenlik sorununa ilişkin tarihsel referanslar incelendiğinde konunun antikçağ tarihçileri, coğrafyacıları ve şairleri tarafından korsanlık faaliyetleri çerçevesinde birbirini tekrar eder ve özetler şekilde sunulduğu görülür. Bu sebeple, meselenin antik kaynaklarda ele alınış ve hikaye ediliş şekli ile metodolojisine bakıldığında bunların birbirlerinden ne yönde etkilendikleri ve ne derecede benzeştiklerini tespit etmek mümkündür. Modern literatürde ise bu durum, konuya ilişkin verilen dipnotlarda neredeyse aynı düzende, çoğunlukla kronolojik olarak, birbiri ardına sıralanan referanslarda da izlenebilir. Aslına bakılırsa korsanlığın, tarihsel perspektif süreci içinde (longue durée) akademisyeni kendine çeken, romantik ve eskimeyen bir boyutu olduğu doğrudur. Bu durumun etkileri ülkemizde de, özellikle 2000’li yıllardan itibaren korsanlıkla ilgili çalışmaların ani bir hevesle ve popüler akımın sonucu olarak patlak vermesinden ve birbirini takip ve tekrar eden bir dizi makale furyasına gerekçe olmasından anlaşılabilir. Aynı şekilde anılan antik kaynaklar ve modern literatür dikkatli bir biçimde analiz edildiğinde bugüne değin ayrıntılı şekilde açığa kavuşturulmamış bir başka noktanın ilgi çekici bir vurguyla tekrarlandığı gözlenir. Bu da korsanların yaygın biçimde ikamet ettikleri ‘tekinsiz’ topoğrafyanın, alan arkeolojisi peyzajı perspektifinden çok yönlü araştırılmamış olmasında gizlidir. Antikçağda Anadolu Akdenizi’nin öncelikli güvenlik sorunu olan korsanlık faaliyetleriyle bağlantılı tarihsel coğrafi ve içeriksel bağlam halihazırdaki bu çalışmanın genel çerçevesini oluşturmaktadır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Eski Yunan ve Roma Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 11 |
Adres: Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi 07058 Kampüs, Antalya / TÜRKİYE | E-Posta: mjh@akdeniz.edu.tr |