Gece yeme sendromu (GYS) ilk kez Stunkard (1955) tarafından tedaviye dirençli obezite hastalarında tanımlanmıştır. Tanı ölçütleri incelendiğinde, sabahları ortaya çıkan anoreksinin; kahvaltının atlanması veya oldukça az miktarda yenmesinin (örneğin kahve veya meyve suyu), akșam hiperfajisinin; günlük toplam kalorinin en az %25’inin akșam yemeğinden sonra alınmasının, insomnia veya uykusuzluğun ise haftada 3 veya daha fazla olmasının hakim olduğu bir klinik tablo görülmektedir. GYS bulunan bireylerde psikososyal stres faktörlerine sıkça rastlandığı bilinmekte ve bu stresörlerin yeme atakları ile ilişkili oldu- ğu savunulmaktadır. Genellikle bireyler kendilerini üzgün hissettiklerinde ve negatif duygu durumlarına sahip olduklarında besin alımını, sorunla başa çıkma aracı olarak kullanmaktadırlar. Birçok araştırmacı, stresle baş etme veya problem çözme hususundaki yetersizliklerin yeme bozukluklarına sebep olabilece- ğini belirtmektedir. Bu doğrultuda, yeme bozukluklarının problemlerle baş etmede zorluk çekme ile bağ- lantılı olduğu düşünülebilir. Her birey yaşadığı sıkıntılar karşısında farklı tepkiler vermektedir. Birçok kişinin üzgün olduğunda veya kendini mutsuz hissettiğinde rahatlatmak için yemek yemeye başvurduğu dikkat çekmektedir. Yeme bozukluğuna sahip olan kişilerin birçoğu depresif belirtiler göstermektedir. Hissedilen mutsuzlukla başa çıkmaya ve stres düzeyini azaltmaya yönelik çabalar, kontrolsüzce ve aşırı miktarda yemek yemeye başlamanın nedenleri arasında yer almaktadır. Bu çalışmada, gece yeme sendro- munun psikopatoloji çerçevesinde incelenmesi amaçlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yeme Bozuklukları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 9 Sayı: 2 |
Adres: Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi 07058 Kampüs, Antalya / TÜRKİYE | E-Posta: mjh@akdeniz.edu.tr |