This paper examines two existing examples of hegemonic masculinity in texts that are productions of different contexts: Colombian and Turkish. Although the two countries seem to be separate and contrasting, the machismo culture in Márquez and Kaçan’s portrayal of kabadayı images have a practice of hegemonic masculinity in common. In both texts, the notion of hegemonic masculinity strictly demands male characters to present their masculinities to dominate both women and other men. In Chronicle of a Death Foretold by Márquez, the reader comes across a culture that attains men a certain role, requiring them to have control over women and men around them to uphold their honorable status. The obsession with the notion of “honor” only strengthens the hypocrisy between the sexual freedom of men and women. In Ağır Roman by Metin Kaçan, men embrace this role in the varoş culture. Kabadayı figures shows this masculinity performance. This masculinity emerges as strictly heterosexual and it is fragile construction, requiring constant demonstrations. When a man displays weakness, others challenge his masculinity. Characters gain their status with dominance over others to create their reputation and honor, and their hegemonic masculinity. Since the masculinity is heavily significant for those men’s lives, it damages both men and women. Through this analysis, this paper criticizes the struggle hegemonic masculinity forces on men and women.
Bu makale, Kolombiya ve Türkiye bağlamlarının ürünü olan iki metindeki hegemonik erkekliği incelemektedir. Bu iki ülke birbirinden uzak ve zıt gibi görünseler de, Gabriel Garcia Marquez’in eserindeki machismo kültürüyle, Metin Kaçan’ın kabadayılarının hegemonik erkeklik icrasının ortak olduğu görülmektedir. Kırmızı Pazartesi’de, okuyucu, erkeklere kadınlar ve etraflarındaki diğer ast erkekler üzerinde kontrol sağlatma yoluyla rol atayan bir kültüre rastlar. Metinde, onur kavramına duyulan abartılı takıntı, erkekler ve kadınların cinsel özgürlüklerine dair olan ikiyüzlülüğü yalnızca güçlendirmektedir: Kitaptaki en hegemonik macho olması muhtemel Bayardo San Roman’ın, Angela Vicario’yu bakire olmadığı için baba evine geri götürmesi üzerine, abileri namuslarını “kurtarmak” zorunda kalırlar. Zira tersi olursa erkeklikleri zarar görecek ve bu onları daha az erkek yapacaktır. Benzer bir şekilde, Ağır Roman’da da erkek karakterler, varoş kültüründe benzer bir rol üstlenmektedir. Bu erkekliğin icrası Salih’te (ve olay örgüsü boyunca geçirdiği değişimde), Arap Sado’da, Ali’de ve onların diğer karşıt kabadayı figürleri ve kadınlarla ilişkilerinde gözlemlenmektedir. Bu erkeklik metinde katı bir şekilde heteroseksüel olarak açığa çıkmakta ve oldukça kırılgan temeller üzerine inşa edilmektedir. Bu yüzden sürekli bir tehdit altındadır ve daimî bir şekilde sergilenmesi gerekmektedir. Karakterler bu statüyü, duruşları ve diğer erkekler ve kadınlar üzerindeki hâkimiyetleri ile kazanmaktadır. Bu sayede hegemonik erkeklik göstergesi olan “nam” ve namuslarını inşa edip korumaktadırlar. Sonuç olarak, bu makale, karşılaştırmalı analiz yoluyla hegemonik erkekliği ve hem erkekler hem de kadınlar için yarattığı sorunları eleştirmeyi amaçlamaktadır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Philosophy, Sociology, Creative Arts and Writing |
Journal Section | Research-in-Progress |
Authors | |
Publication Date | May 30, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 15 |