Abstract
Bir nesne üretilmesinin ve insanoğlunun dünyasına katılmasının altında yatan gerekçeyi ve buna bağlı olarak ilk anlamını yitireli çok olmuştur. Nesneler, insan ilişkilerinde yeni anlamlar dünyası kurmaya ve insanların kullanılmaları için ortaya atılmış ürünler olmalarına rağmen onları egemenlikleri altına alarak onları yönlendirmeye başlamışlardır. Bir araba, ev, hatta cep telefonu birer statü göstergesi olurlarken kapitalist sistem insanlara çeşitli iletişim araçları yoluyla yeni ihtiyaçlar sunmaktadır. İnsanoğlu bu ihtiyaçları koşulsuzca kabullenmektedir. Nesneler arasından seçim yapıp tüketim ideolojisine katkıda bulunmakta, özgür ve kişilik sahibi bir insan olduğunu sanmaktadır. İnsanoğlu tükettikçe varlığını hem kendisi hissetmekte hem de başkalarına gösterdiğini düşünmektedir. Çünkü tüketim, artık yaradılışın şartı değil, var olmanın bir koşuludur.