Le Corbusier sekiz ay süren ünlü “Doğu Yolculuğu”nu ya da kendi ifadesiyle “Faydalı Yolculuğu”nu 1911 yılında gerçekleştirir. Seyahat notları Le Corbusier’nin bu yolculuğu bir mimarlık öğrencisinden çok adeta bir hacı tutkusu, bir misyoner gözlemciliği ve bir seyyah merakıyla gerçekleştirdiğini, İstanbul ve Türkiye’yi bir masal diyarı gibi gezdiğini göstermektedir. Gerçekten de Le Corbusier’nin bu yolculuğa epeydir niyetlendiği, arzuladığı, hazırlandığı dahası düşlediği düşünülebilir. Gizemli ve görkemli Şark’ın kadim medeniyetlerini ve eserlerini kendi gözleriyle görme ve ziyaret etme arzusunu tıpkı bir hac ziyareti gibi tutku ve ciddiyetle ele aldığı açıktır. Doğu Seyahati’nin Le Corbusier’nin sonraki yaşamı ve eserleri üzerindeki belirleyici etkisi tartışılabilir ama göz ardı edilemez. Doğu Seyahati’nin Le Corbusier’nin bir mimar ve şehirci olarak mesleki bilgi ve birikimine olan katkısının çok boyutlu ve çeşitli olduğu açıktır. Kendisi de özellikle “Doğu Seyahati”nin öğrettiklerini yaşamı boyunca kullanmıştır. Sonuç olarak, Le Corbusier’in modern mimarlık ve şehircilik ilkelerinin oluşumunda “Türk Evlerinden” ve İstanbul’dan bilinçli veya bilinçsiz esinlenmeleri, oldukça spekülatif konular olarak yer alırken, Osmanlı kamusal mimarlığından açık etkilenmelerine “Doğu Gezisi”nin görsel belgeleri de tanıklık eder
In 1911, Le Corbusier’s made his famous “Journey to the East” or “Useful Journey” as he called lately, which lasts eight months. His notebooks and notices wittness that he travelled with an ambition of a pilgrim, a missionary’s observations and a curiosity of a traveller and he visited İstanbul and Turkey as land of fairy tales. It seems that he intended, desired and moreover he dreamed this journey since longtime. It is clear that he took his aims to visit and to see ancient civilizations and masterpieces of the Orient very seriously and ambitiously like a pilgrimage. Influence and determination of the “Journey to the East” on his life and his later works is controversial but not neglectible. Contribution of the “Journey to the East” on Le Corbusier’s professional qualities and knowledge is multidimesional and clear. He also got advantage of
what he learned particularly during “Journey to the East” all through his life. As the consequence, his inspirations from “Turkish House” and from İstanbul whether consciously or not, remain
highly speculative while, visual documents of the journey wittness clear influences of Ottoman
public architecture on him.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Issue: 8 |