Kimlik üzerine yapılan tartışmalar, modernite-postmodernite tartışmaları bağlamında ele alınabilir. 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması ve sonraki süreçte yaşananlar –daha çok ekonomik bir parametre olarak düşünülebilecek- küreselleşme olgusunu gündeme getirmiştir. “Yenidünya düzeni” küreselleşme olgusuyla şekillendirilmeye çalışılmıştır. Ancak Avrupa ülkeleri bu “yenidünya düzeni” (=küreselleşme) içinde ayrı bir yerde duruyor gibidirler. Çünkü postmodernitenin ret ettiği tanımlı kimliği destekler bir şekilde bir üst kimlik yani Avrupa Birliği vatandaşı kimliği oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu kimliği inşa ederken siyasetin araçsallaştırdıkları arasında sanat da vardır. Bu noktada kendini Avrupa Birliği’nin bienali olarak tarif eden Manifesta’dan bahsetmek mümkündür. Kimlik, aidiyet, bellek ve çok kültürlülük gibi temaların ele alındığı bu organizasyonlar, “göçebe” kimlikleri dolayısıyla farklı kültürleri bir araya getirmeyi ve etkileşim sağlamayı dolayısıyla Avrupa kimliği oluşturmada katkı yapmayı hedeflemektedirler. Bu çalışmada Avrupa Birliği’nin bienali olarak tarif edilen Manifesta’nın inşa edilmeye çalışılan Avrupa kimliği ile nasıl bir ilişki içinde olduğu ve yeni bir kimlik oluşturmada bu organizasyonların rolünün neler olabileceği ele alınmaya çalışılacaktır. Bu bakımdan öncelikle tarihsel bağlam içinde Avrupalılık kimliğinin oluşturulmasında temel rol oynayan faktörlere bakılacaktır
The debates focusing on identity can be handled in the context of modernity-postmodernity. The destruction of Berlin wall in 1989 and the subsequent experiences have brought to the agenda the globalisation considered “economic parameter”. “The order of new world” has been shaped with the globalisation. However, European countries seem to be on a separate side in “this order of the new world” (globalisation). This is because an identity of the European Union citizen has been tried to be established in such a way to support the identified identity refused by postmodernism. Art is also among those features instrumentalized by policy during the establishment of this identity. At this point it is possible to mention Manifest which describes itself as the biennial of the European Union. These organizations in which the themes of identity, relation, memory and multiculturalism are handled aim to gather ‘nomadic’ identities. More specifically they bring together the distinct cultures, provide an interaction, and contribute to the formation
of the identity of European Union. This study will investigate what kind of a relation there is
between the manifest, described as a biennial of European Union, and the European identity
aimed to be created as well as what the roles of these organizations are in the creation of these
identities. In this respect; the study will also examine, particularly in the historical context, the
factors playing a key role in the creation of European identity.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2014 |
Published in Issue | Year 2014 Issue: 9 |