İntiharı dinsel aidiyet, aile kavramı, siyasal ve ulusal bağlar gibi toplumsal etkenlerle ilişkisi üzerinden ele alan Émile Durkheim, bu eylemi ancak gerçekleştirildiği ortamın, bu durumda da zamanın ve kültürün içinden bakmamız durumunda doğru bağlama oturtabileceğimizin de altını çizmiş olur. Nitekim, intihara atfedilen sıfatlar ve ötanaziye yüklenen anlam gibi, bu konudaki yaptırım ya da uygulamalar da tarih boyunca üretildikleri ortamın koşullarına, inanç ve düşünce sistemlerine göre çeşitlilik göstermektedir. Bununla birlikte, modern tıbbın doğuşuyla ortaya çıkan bir ruhsal bozukluk olarak intihar kavramı, intiharın tüm diğer anlamlarını unutturarak, günümüzde de hâlâ geçerliliğini koruyan bir yargıya dönüşmüş, ötanazi meselesi ise çoğu ülkede gayrımeşru bir tartışma alanına itilmiştir. Bu makalenin amacı, öncelikle bu tanımların çeşitliliğini hatırlamak, üretildikleri sosyal, kültürel ve tarihsel bağlamla ilişkilerini saptamak ve ardından bu konudaki yasakların altında yatan nedenleri sorgulayarak, geçmişte ve günümüzde nasıl bir iktidara hizmet ettiğini tartışmak. Dolayısıyla bu metin aynı zamanda, din, felsefe ve modern tıbbın bizi bu tartışma bağlamında ilgilendiren ölümlü tarihini okuma denemesi
Ötanazi intihar ölme hakkı ölüm döşeği iyi ölüm/kötü ölüm hayatın kutsallığı/hayatın niteliği
Émile Durkheim, who considered suicide relating to social factors like religious relations, family concept, political and national affections, emphasized that we can put that action in the right context only if we examine it within its milieu, in other words, within its time and culture. Just as the attributes referring to suicide and the connotations given to euthanasia, sanctions and applications in that area are varying throughout the history according to the conditions of the milieu in which they are produced and to the systems of belief and thought. The concept of “suicide as a psychological/mental disorder”, appeared during the birth of modern medicine, caused people to forget the other connotations of suicide and transformed itself into an opinion which is still valid today. As for the question of euthanasia has been pushed away to an illegitimate field of debate. This article firstly aims to recall the variety of these definitions, to determine their relations to social, cultural and historical context in which they are produced, and secondly, to debate the power served by the prohibitions about this subject in the past and today considering their reasons. Consequently, this article also tries to read “the mortal history” of religion, philosophy and modern medicine concerning us in this context of debate
Euthanasia suicide the right to die deathbed good death/bad death the sacredness of life/the quality of life
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 15 |