Agrega, dünyada sudan sonra en çok kullanılan ikinci doğal hammaddedir. Yenilenemez bir doğal kaynak olmakla birlikte tükenme potansiyeli en düşük hammaddedir. Ancak uygun kalitede agrega hammaddesi içeren jeolojik oluşumlar mekansal olarak eşit dağılmış olmadığı gibi yoğun yerleşimler, diğer alt yapı gelişmeleri, farklı alan kullanımları ve çevresel baskılar nedeniyle agregaya erişim kısıtlanabilmektedir. Oysa nüfus artışı, şehirleşme ve kalkınma ile birlikte dünya agrega talebi aşırı hızlı biçimde artmaktadır. Bu durumda sorumlu üretim, doğal kaynakların korunması ve atık
oluşumunun azaltılması prensibine dayanan döngüsel ekonomi modeli sürdürülebilir agrega üretimi için fırsatlar sunar. Kum, çakıl ve kırmataş gibi doğal agrega kaynaklarının yanı sıra inşaat ve
yıkıntı atıkları ile madencilik faaliyetleri ve metalürji sektörü gibi bazı endüstriyel prosesler sonucu oluşan atıklardan agrega üretim potansiyeli vardır. Bu atıkların agrega olarak geri dönüşümü yeni
doğal kaynak talebini azaltırken aynı zamanda depolanması gereken atık miktarını da azaltarak ekonomik, çevresel ve de toplumsal fayda sağlar. Geri dönüşüm aynı zamanda yerel iş ve iş imkânları yaratır. Bu çalışmada döngüsel ekonomi yaklaşımıyla agrega üretiminin sürdürülebilirliği ikincil agrega kaynakları ve özellikle de inşaat ve yıkıntı atıklarının geri kazanımı temelinde
incelenmiş, Avrupa Birliği ve Türkiye’deki mevcut durum üzerinden bir değerlendirme yapılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yer Bilimleri ve Jeoloji Mühendisliği (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 3 Sayı: 3 |