Orta Çağ’da Doğu, bilimin ve bilginin zirvesini yaşamaktaydı. İslamiyet’in Arap Yarımadası’nda doğup hızlı bir şekilde geniş coğrafyalara yayılması siyasi gücü artırdığı gibi bilimsel çalışmalarında zenginleşmesine vesile olmuştur. Siyasi güç ekonomik zenginliği ve ekonomik zenginlik de bilgi ve birikime olan merakı getirmiştir. Bu çalışmada
Doğu olarak ele alacağımız kavram güneşin doğduğu yer olan doğu değil; İslam kültürünün doğduğu, filizlendiği ve zirveye çıktığı coğrafyadır. Doğu bilimine, toplum ve kültürleri ve de dillerinin incelendiği oryantalist açıdan bakmak yerine dünya medeniyetine yaptıkları katkılar açısından bakmak daha faydalı olacaktır. VIII. ve XIII. yüzyıllar
arasında İslam dünyasındaki bilimsel gelişmeler, bu gelişmelerin kaynakları ve özellikleridir. Batı terimi için de aynı özellik geçmektedir. IX. ve XV. yüzyıllar arasındaki Avrupa’nın bilimsel ve kültürel özellikleriyle birlikte bu dönemler arasında Avrupa’daki bilimsel ve kültürel alandaki gelişmelerin Doğu kaynaklarını içermektedir.
Konu ile ilgili ülkemizde ve dünya çapında değerli çalışmalar olmakla birlikte İslam dünyasındaki bilimsel birikimin Batı’ya aktarılması hususundaki çalışmalar buna rağmen yetersiz kalmaktadır. Çünkü koskoca bir medeniyetin bilgi ve birikimini incelemek çok uzun yıllar ve iyi bir çalışma grubu gerektirmektedir. Bu çalışmada İslam dünyasında
bilimin doğuş sebeplerini anlatmaya ve daha sonra da Batı’ya yani Avrupa’ya geçişi hakkında bilgi vermeye çalışacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 11 Sayı: 43 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi