Kadın hakları, toplumsal cinsiyet adaleti ve eşitliği, feminist gündemin önemli meseleleri arasındadır. Bununla birlikte, kadın haklarının geliştirilmesi, kültür, din ve toplumda erkeklerle eşit konuma sahip olmalarının temin edilmesi o kadar da kolay değildir. Feminist teologlara göre, bu güçlüğün arkasındaki temel neden, “Havva’nın, Âdem’in kaburgasından yaratıldığı” mitidir. Bu mit yüzünden, tarih boyunca, kadınlar aşağılanmış ve tüm haklarından mahrum bırakılmışlardır. Bir diğer ifadeyle, Ataerkil düzen, kadınları boyunduruk altına alabilmek için din vasıtasıyla birtakım hükümler, iddialar, semboller vb. üretmiş ve eski mitleri kullanmıştır. Bu makalenin birinci amacı, Müslüman ve Hıristiyan feminist teologların, dinsel metinlerde anlatıldığı şekliyle, kadının yaratılması hikâyesinde “Âdem’in kaburgası” meselesini nasıl ele aldıklarını ortaya koymaktır. Bu husus, özellikle, Pakistan kökenli Amerikalı ilahiyatçı ve önde gelen feminist Kur’an araştırmacısı Riffat Hassan ile Amerikalı feminist araştırmacı ve Katolik teolog Rosemary Radford Ruether’in eserleri çerçevesinde incelenmektedir. Bunu yaparken, makalenin ikinci amacı, bu iki feminist yazarın, kendi kutsal metinlerinin kadın düşmanı ifadelerden azâde olduklarını,gerçekte toplumsal cinsiyet eşitliğine ve adaletine çağrı yaptıklarını ispatlamak için çeşitli delilleri nasıl kullandıklarını keşfetmektir. Son olarak, günümüz bağlamında konuyla alâkalı kendi düşüncelerimizi paylaşacağız. Kanaatimizce, Tevrat-İncil ve hadislerde geçen –Kur’an’da geçmiyor– “Âdem’in kaburgası” ifadesi kültürde ve toplumda kadın düşmanı tavırların nedeni olabilirse de, kadınların maruz kaldığı pek çok adaletsizliğin tek sorumlusu değildir.
“Âdem’in kaburgası” Havva Kur’an-ı Kerim Tevrat İncil Hadis Yaratma Feminist Teoloji Toplumsal Cinsiyet Adaleti Toplumsal Cinsiyet Eşit(Siz)Liği Riffat Hassan
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political Science |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2014 |
Published in Issue | Year 2014 Volume: 11 Issue: 41-42 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi