Şubat ortasında gazetedeki “Bakan, YÖK’ün taslağını beğenmedi, Yük-seköğretim Kanunu yeniden yazılacak” başlıklı haberden sonra ay so-nundaki “Bakanlık hazırladığı taslağı Başbakanlık’a gönderdi” haberini de okuyunca “İşte bu sefer yazı elimde patladı” dedim. Tepkideki “İşte bu sefer” ifadesinden bu yazının daha önce elde patlama tehlikesi atlat-tığını anlamışsınızdır. Bu durumda sizler “elde patlamış” bir yazıyı niye okuyoruz o zaman! itirazını içinizden geçirme (veya dışınızdan seslen-dirme) hakkı kazanıyorsunuz. Dolayısıyla sizden öncelikle taslağın ha-zırlanma serüveninden birkaç paragrafla ile bahsetmeme ve hemen son-rasında sizi bu yazıyı okumaya ikna etmeme izin vermenizi isteyeceğim.
Bir yıl boyunca idari personelden rektörlere kadar tüm camianın fi-kirleri alındıktan sonra 2012’nin Kasım ayında kamuoyu ile paylaşılan ön taslak hakkında ikinci aşamaya geçildi ve görüşlerini belirtmeleri için asistanından yardımcı doçentine; doçentinden profesörlerine akademik camiaya ve halka mikrofon ve internet imkânı verildi. Başkan’ın dedi-ğine göre tüm fikirler tek tek analiz edilip değerlendirilmişti. (Bkz.yeniyasa.yok.gov.tr) Görev yaptığı yükseköğretim kurumunun ku-ruluş çalışmalarının bir kısmında bulunmuş ve halen de aynı kurumda akademik görevini sürdüren bir hukukçu olarak ben de bu ön taslak ile ilgili görüşlerimi bu yazının ilk şekliyle Aralık ayı içinde kaleme almaya başlamıştım.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 9 Sayı: 35 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi