Eğer memnun olduysanız, örneğimizden faydalanabilir ve ayağa kaldırılmış özgürlüğünüze benzer bir şeref atfedebilirdiniz. Ayrıcalıklarınız, devam etmeseler de unutulmuş değildirler. Sizin sahipliğiniz altında değilken, anayasanızın kullanılmaz hale geldiği ve harap olduğu doğrudur; fakat bazı kısımlarda asil ve kutsal bir kalenin duvarlarına ve temellerine sahiptiniz. O duvarları tamir edebilirdiniz; o eski temeller üzerine inşa edebilirdiniz. Anayasanız mükemmel hale getirilmeden önce askıya alınmıştı, fakat bir anayasanın unsurlarına neredeyse istenebilecek sağlamlıkta sahiptiniz. Eski meclislerinizde, toplumunuzun mutlu bir şekilde kendisinden oluştuğu değişik tanımlara denk düşen değişik parçalara sahiptiniz; bütün o çıkarların bileşimine ve bütün o çıkarların çatışmasına sahiptiniz; doğada ve siyasi hayatta uyumsuz güçlerin karşılıklı çatışmasından evrenin uyumunu ortaya çıkartan o harekete ve karşı harekete de sahip bulunuyordunuz. Sizin, kendinizin eski ve bizim şu anki anayasamızda o kadar büyük bir kusur olarak gördüğünüz bu zıt düşen ve çatışan çıkarlar, bütün acele kararlar bakımından yararlı bir fren vazifesi görmektedirler. Onlar, bir meselenin tercih çerçevesinde değil, zorunluluk çerçevesinde ele alınmasını sağlarlar; onlar, bütün değişiklikleri uzlaşıya tabi kılarlar ki bu, doğal olarak ılımlılığa yol verir; onlar, katı, kaba, niteliksiz ıslahatların kötülüğünü engelleyen ve bütün pervasızca keyfi güç kullanımlarını, birkaçında ya da birçoğunda ebediyen uygulanamaz hale getiren huyları ortaya çıkartırlar. Gerçek bir monarşinin ağırlığı çerçevesinde, bütünün baskı altına alınması yoluyla ayrı parçaların, sapmaları ve tahsis edilmiş oldukları yerden başlamaları önlenebilecekken, bu üyelerin ve çıkarların çeşitliliği yoluyla, genel özgürlük, birkaç mecliste ayrı görüşlerin olması nispetinde çok sayıda garantilere sahipti.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Translators |
Nasuh Uslu This is me |
Publication Date | December 15, 2007 |
Published in Issue | Year 2007 Volume: 3 Issue: 11 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi