Tarih, muhafazakâr siyasal ve kültürel dilin kurulmasında oldukça merkezî bir yere sahiptir. Muhafazakârlığın tarihe verdiği önem, mevcut toplumsal kurumların büyük ölçüde tarihsel deneyimin ürünü olmasından kaynaklanır. Muhafazakâr düşünürler için geçmişte şimdiki zaman bir bütünsellik ve süreklilik taşır. Bu nedenle muhafazakârlar toplumsal sürekliliğin korunması için kurumsal yapıların, toplumsallıkların ve alışkanlıkların kuşaktan kuşağa aktarılması gerektiğini savunurlar. Oysa Türk muhafazakârlığının doğuşuna neden olan "Türk devrimi”, tarihi bir kopuş tezi çerçevesinde ele alır. Tarihten, Cumhuriyet'in Osmanlı'nın devamı değil, ondan tamamen farklı yeni bir devlet olduğu argümanını desteklemek amacıyla yararlanılır. Buna karşılık Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Hamdi Tanpınar isimlerinde somutlaşan kültürel muhafazakar çizgi, Cumhuriyet'in tarihi bir kopuş argümanına dayandıran yaklaşımına karşı çıkar. Beyatlı-Tanpınar çizgisi, tipik bir muhafazakar anlayışla tarihi ele almada süreklilik ve bütünlük fikrine dayanır. Bu bakımdan modernleşme projesine yönelik muhalefet, tarihe vurgu yapılarak dile getirilir ve pozitif gelenekselciliğin savunusu üstlenilir. Aynı zamanda Cumhuriyetin seküler ve yurttaşlık bilincinin geliştirilmesine dayalı ulusal kimlik anlayışının karşısına, kökeni Osmanlı-İslâm bağlarında bulunan bir kimlik modeli çıkarılır. Sonuçta, tıpkı Kemalistlerin tarihten ideolojik bir aygıt olarak yararlanmalarında olduğu gibi muhafazakârlar da tarihe araçsalcı bir şekilde yaklaşırlar ve "şanlı mazi” kavramıyla özetlenebilecek bir tarih kurgularlar.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006 Cilt: 2 Sayı: 8 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi