Suriye’de 15 Mart
2011 tarihinde, Arap Baharı olarak bilinen gösteriler ile başlayan ve nisan ayı
itibariyle hız kazanan çatışmalar ülkeyi bir iç savaşa sürüklemiştir. İç
savaşın ülke geneline yayılması ve hayatın yaşanmaz hale gelmesiyle birlikte,
temel ihtiyaçlarını ve güvenliklerini karşılayamaz duruma gelen Suriyeliler
çareyi sığınma haklarını kullanarak ülkelerini terk etmekte bulmuşlardır.
Suriye ile geçmişten bu yana güçlü tarihi, kültürel ve komşuluk bağları olan
Türkiye, krizden etkilenen Suriye vatandaşları için “açık kapı politikası”
izlemiş ve dört yıl içerisinde %44’lük kabul oranı ile Suriye’ye komşu ülkeler
arasında en fazla Suriyeli mülteciyi kabul eden ülke konumuna gelmiştir. Yine
BMMYK verilerine göre, Türkiye’deki bütün Suriyeli mültecilerin % 49.2’si
kadınlar ve çocuklardır. Bu oran kadınların göç sürecinden en çok etkilenen
gruplar arasında yer aldığını ve incelenmesi gereken riskli bir grup olduğunu
göstermektedir. Bu bağlamda Suriyeli mülteci kadınların uyum sorunlarını aşmak
ve bulundukları ülke ile toplumsal ilişkileri sağlama almak amacıyla
güvendikleri sosyal ağlar ise pozitif etkiye sahip olmanın yanında negatif bir
etkiyi de beraberinde getirmekte olup onları başka sorunlara sürüklemektedir.
Bu sorunlar suça olan yönelimi de artırmakla birlikte sosyal ağların karanlık
yüzünü gözler önüne sermektedir. Çalışmada öncelikli olarak kurumsal
açıklamalar bağlamında Suriyeli mülteci kadınların bulundukları ülkelere dahil
olma sürecinde sosyal ağların olumlu yönlerine dikkat çekilmiştir. Daha sonra
özellikle Suriyeli mülteci kadınların yaşadığı sorunlar ve onları suça iten
faktörlerde sosyal ağların olumsuz yönleri literatür derlemesine bağlı olarak
ele alınmıştır.
On March 15, 2011, in Syria,
conflicts that began with the protests known as the Arab Spring and gained
momentum as of April, led the country into a civil war. With the spread of
civil war throughout the country and life becomes uninhabitable, the Syrians,
who could not meet their basic needs and security, started to leave their
country by using their right to asylum. Turkey, which has strong historical,
cultural and neighborhood ties with Syria from past to present, follow “open
door policy” for Syrian citizens affected by the crisis. In addition, Turkey
has become a country that accepts a maximum of Syrian refugees in four years
with a 44% acceptance rate among Syria's neighboring countries. According to
UNHCR data, 49.2% of all Syrian refugees in Turkey are women and children. This
ratio shows that women are among the most affected groups in the immigration
and they are a risky group to be examined. In this context, it is an important
necessity to overcome the adaptation problems of Syrian refugee women and to
maintain social relations with the countries in which they are located. For
this purpose, the social networks of Syrian refugee women should be considered.
These problems not only increase the orientation to crime, but also reveal the
dark side of social networks. In this study, firstly, positive aspects of
social networks in the process of inclusion of Syrian refugee women in the
context of institutional explanations have been pointed. In addition to having
a positive effect on social networks, it also brings a negative effect, and
drags Syrian women to other problems.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 26, 2018 |
Submission Date | November 4, 2018 |
Acceptance Date | November 28, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 1 Issue: 2 |