Abstract
Bu çalışma, sanatın içindeki, sanat yapıtına içkin olan “şeyi” anlamamıza yardımcı olacak tanımlarına değinerek, sanatın politik var oluşunu sorgulayarak sermayeyle olan ilişkisine odaklanacaktır. Piyasalaşmanın yarattığı yeni kurumsal düzen ile bu düzene destek veren mekanizmalar, sermaye ve aktörleri irdelenmeye çalışılacaktır. Ancak en önemlisi, sanat nesnesinin üreticisi olarak sanatçının bu süreçteki rolü ve sorumluluğu sorgulanacaktır. Bu çalışma, kapitalist sanat çağında belli bir kuruma, kişiye ya da iktidara karşı sanatçının politik duruşu üzerinde durarak, sanatçılar için alternatif üretim biçimlerinin bulunmasının zorunluluğunu ve kaçınılmazlığını ortaya koymayı amaçlamaktadır.