Kamusal alan kavramı literatürde oldukça fazla tartışılan bir kavramdır. Bu tartışmalarda genellikle onun politik niteliği vurgulanmakta, adeta kamusal alan ve politika özdeşleştirilmektedir. Bu çalışma, kamusal alanın politika için ontolojik bir koşul olup olmadığı sorusunu yanıtlamayı amaçlamaktadır. Sorunun yanıtlanması için öncelikle Antik Yunan’dan beri kendisini belirgin kılan polis-oikos, kamusal-özel olan gibi ikiliklere değinilerek kamusal alan kavramının içeriği doldurulmaya çalışılacaktır. Bu ikiliklerin, politikayı nasıl kamusal alana tahsis etmeye imkân verdikleri gösterilecektir. Ardından kamusal alanın politik nitelik kazanmasında önemli olan “açıklık”, “eleştirellik” gibi sıfatlar üzerinde durulacaktır. Onlardan hareketle kamusal alandaki failler ile onların toplumsal konumları değerlendirilecektir. Söz konusu failler, toplumun belirli bir parçası olmalarına rağmen toplumun tamamını temsil etmektedirler. Oysa modern dönemde çeşitli sebeplerle kentlerde yükselen kalabalıklar ne kamusal alanın parçası olarak ne de politik fail olarak görülmüşlerdir. Bu durumda politikanın anlamı, politikanın önceden belirlenmiş yer ve failler ile özdeşleştirilip özdeşleştirilemeyeceği önem kazanmaktadır. İşte bu nedenle çalışmanın son bölümünde“politikanın anlamı” üzerinde durulacaktır. Kendine has kavram setiyle politikayı tanımlayan çağdaş Fransız düşünür Jacques Rancière’in fikirleri bu kapsamda değerlendirilecektir.
Journal Section | Articles / Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 28, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 41 Issue: 4 |