Bu çalışma, Batılılar’ın göçmen oldukları durumları sorunsallaştırmayı amaçlamaktadır. Uluslararası göçün konvansiyonel çerçevelenme tarzları, göç alan Batılı ülkelerin siyasalarıyla ilişkilidir ve büyük ölçüde küresel Güney/Doğu’dan küresel Kuzey/Batı’ya doğru olan göç istikametine odaklanır. Göçün bu sorunsallaştırılma tarzları, dolayısıyla, ulusal egemenliğe dayalı ilgilere, kapitalizmin ihtiyaç duyduğu emek rejimlerinin gereklerine ve bunları besleyen milliyetçiliğin egemen söylem ve gündelik anlatılarına gömülüdür. Batılılar’ın göçü söz konusu olduğunda bu konvansiyonel çerçeveler işlemez ve bu da, göç araştırmalarında, belirli bir metodolojik etnisitenin ideolojik etkisinin ne derece güçlü olduğunu gösterir. Ekonomik ve politik olarak güçlü ulus-devletlerin mensuplarının göç ve göç sonrası pratikleri, göçü, bu ulusal çerçevelerden mesafelenerek, küresel eşitsizliklerin ve güç asimetrilerinin gerçekliğine yerleştirme gerekliliğini ortaya çıkarır. Beyazlar’ın göçü, göçün kesiştiği eşitsizlik eksenlerine, ırksallaştırma süreçlerinin ve imtiyazın dahil edilmesini gerektirir. Beyaz ırksal projede görünmezleştirilen ‘ırk’ın, Beyazlığın sorunsallaştırılması üzerinden göç araştırmalarına dahil edilmesi küresel iktidar ilişkilerinin anlaşılması açısından önemli sonuçlar doğurur. Bu makale, göçü, bir sermaye ve kaynak olan Beyazlık üzerinden yeniden düşünerek, Beyaz göçünün, göç çalışmalarına hem kuramsal hem metodolojik olarak ne tür bir katkı sunabileceğini irdelemektedir. Bu çalışma, böylece, Batı-dışı coğrafyalara Batılı göçünü ve bu göçmenlerin bulunuş tarzlarını, çeşitli vaka çalışmaları bağlamında inceleyerek, kolonyal sürekliliklerin, Beyazlık imtiyazının ve ırksal oluşumların, tarihin bu anında göç vasıtasıyla nasıl ve hangi biçimlerde dolaşımda olduğunu tartışmayı amaçlamaktadır.
Journal Section | Articles / Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | July 1, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 41 Issue: 2 |