İnsan hakları kavramı 18. yüzyıldan itibaren hem ulusal hem de uluslararası alanda tartışılmaya, ulusal ve uluslararası hukuki metinlerde yer almaya başlasa da, bu hakların doğrudan hükümetlerin dış politika gündemlerine girmesi 20. yüzyılın son çeyreğidir. Günümüzde insan haklarına saygı nerdeyse tüm hükümetlerin programında yer alan bir ilke olmanın ötesinde, ulusal kimliğin bir değeri olarak da önem arz etmektedir. Türkiye de dahil olmak üzere pek çok ülke temel dış politika konularından biri olarak insan haklarını sayarken sadece bir faaliyet alanı belirlememekte, aynı zamanda “nasıl” bir devlet olduklarını da uluslararası topluma beyan etmektedir. Fakat sorunlu nokta bu beyanın pratiğe dökülmesidir. Uygulamada her bir devletin icrasındaki farklılık aslında bir değer olarak insan haklarının her biri tarafından nasıl farklı yorumlandığının da göstergesi olabilmektedir. Bu farklılığı ortaya çıkaran önemli ikilemlerden biri evrensellik/ kültürel görelilik ikilemidir. Bu makalede AKP’nin insan hakları algısının kültürel görelilik üzerinden şekillendiği iddia edilmektedir. Kültürel görelilik hem AKP’nin insan hakları algısının temelini oluşturmakta, hem AKP’yi Kemalist rejimden farklılaştırmakta, hem de AKP’nin “Yeni Türkiye”sinin inşasında temel sütunlardan biri olma iddiasıyla iç politikadan dış politikaya geniş bir alanda etkili olmaktadır. AKP’nin dava olarak tanımladığı “Yeni Türkiye”nin inşasında insan haklarının, ya da ne tür bir insan haklarının “yeni kimlik”in bir değeri olup olmadığı sorusu çalışmanın merkezindedir. Bu bağlamda devlet, ulusal kimlik, değerler ve dış politika arasındaki ilişki, AKP dış politikasında insan haklarının önemi ve rolü merkeze alınarak incelenecektir.
Journal Section | Articles / Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | April 15, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 40 Issue: 1 |