Çağımız, iklim krizinden radikal sağ popülizmin patolojilerine uzanan bir hatta
politikanın tüm dünyaya yayılmış ve yerküre ölçeğinde deneyimlenen krizlerine sahne
olmakta. Bu krizler politikanın çözüm üretmek konusunda tıkanmasına yol açtığı gibi,
yeni politik alternatifleri ve farklı politika tahayyüllerini tartışmak için de olanaklar
sunuyor. Bu çalışma, çağımızın politik krizleri karşısında kozmopolitan tahayyülün
önerebileceklerini kavram tarihsel bir perspektifle ele almayı amaçlıyor. Kabaca ahlaki,
kültürel ve politik ölçeklerde yerel aidiyetleri sorgulayan ve aşan bir bakış açısı ortaya
koyan kozmopolitanizm, kavramın ve düşünme geleneğinin köklerine kadar giden bir
gerilimle maluldür. Bu gerilimin bir tarafında küresel çapta belirli bir adalet kavrayışı
üzerine kurulu yeni bir düzen inşa etme önerilerine dayalı ‘pozitif kozmopolitanizm’,
diğer tarafta ise daha kapsayıcı hak ve adalet anlayışları için verilen küresel mücadelelere
vurgu yapan negatif ‘kozmopolitanizm’ bulunur. Söz konusu ayrışma bu çalışmada
‘kozmopolitanizmin içkin gerilimi’ olarak adlandırılacak ve gerilimin tarafları ikili bir
karşıtlık içinde olmaktan ziyade birbirini besleyen katmanlı düşünme hatları sunmaları
bakımından değerlendirilecek; çağdaş kozmopolitanizm tartışmaları bu içkin gerilim
bağlamında konumlandırılacaktır.
Kavram tarihsel bir okuma ile Hellenistik dönemin başta gelen düşünce ekolleri olan
Kinikler ve Stoacıların kozmopolitanizm tartışmalarına odaklanan bu çalışma, düşünce
hattının ‘içkin gerilimi’nin yurttaşlık ve haklar bakımından önemli bir potansiyel
barındırdığının altını çizmektedir. Kozmopolitan politik tahayyül, bir yandan bireysel
hakların ve saygının tüm insanlık için tanımlanması iddiasını barındırmakta ve bu
iddiayı hayata geçirmeyi politikanın temel hedeflerinden biri olarak ilan etmekte;
diğer yandan ise bu hakların korunmasını sağlayacak politik kurumlar oluşturmanın
olanaklarını sorgulamaktadır. Dolayısıyla kozmopolitanizm, ikili karşıtlıklar üzerine
kurulu bir okumadan kaçınarak hem içinde yaşanan politik dünyada daha kapsamlı
bir adaletin hayata geçirilmesi için talepte bulunmanın bir aracı, hem de tüm dünyayı
kapsayacak bir politik ve hukuksal yapı oluşturmanın yolu olarak görülmelidir. Böylece
kozmopolitanizm, çağımızın sorunları karşısında hem genişletici hak ve adalet taleplerini
hem de bunların güvence altına alınabileceği siyasal/hukuksal düzen tasarılarını
gündeme getirmeyi sağlayacak yaratıcı bir tartışmanın ölçeği olarak kavranabilecektir.
Bu bakımdan çalışmanın nihai amacı, Antik Yunan deneyiminde karşımıza çıkan erken
dönem kozmopolitan tahayyülü çağımızın sorunları karşısında hem genişletici hak ve adalet taleplerini hem de bunların güvence altına alınabileceği politik/hukuksal düzen tasarılarını yeniden düşünmeyi sağlayacak yaratıcı ve dışlayıcı olmayan bir tartışma
zemini sunmaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles / Articles |
Authors | |
Publication Date | March 14, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 45 Issue: 1 |