Patriyarkal devlet karakterinin belirleyenlerini ele alan bu çalışma, cinsiyetsiz devlet kuramlarının eleştirel bir tahlilini sunarken, cinsiyet rejimini konu alan feminist çalışmalara da katkı sunmaktadır. Türkiye örneğinden yola çıkarak hem nitel hem de nicel araştırma yöntemlerini kullanan bu araştırma, patriyarkal devlet karakterindeki değişimi kuramsallaştırarak, devletin çoklu ajandalarının, demokratikleşme sürecindeki sorunların ve natrans heteroseksüel aile yapısının devlet yapısını nasıl şekillendirdiğini incelemektedir. Türkiye’nin 2021 yılında İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme sürecine odaklanarak, şu bulgulara varılmıştır. Demokratikleşme sürecinin tıkandığı koşullarda, kadınlar kamusal karar mekanizmalarından dışlanmışken, patriyarkal politik aktörler hem ırkçı devlet ajandasını kullanarak hem de küçük ama etkili bir grup seçkin erkeğin desteği ile devletin erkek egemen karakterini şekillendirmektedir. Buna karşılık, cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kavramlarına yönelik biyolojik özcü anlayışlar, kadınların mücadelesini bölmüş, gücünü zayıflatmış, böylelikle devlet üzerinde kurulan etkinin zayıflamasına yol açmıştır.
Yayım sürecinde yazılacaktır
By investigating the determinants of the patriarchal state, this paper critically engages with ungendered accounts of the state and contributes to gender regime scholarship. Drawing on the case of Turkey and using the mixed methods of qualitative and quantitative analyses, the paper (1) theorises varieties of the patriarchal state, and (2) investigates the significance of the multiple state agendas, (3) de-democratisation process, and (4) cis-gender heterosexual family in shaping the patriarchal character of the global Southern states. Focusing on the withdrawal of Turkey in 2021 from the İstanbul Convention, I find that the patriarchal political actors maintain the patriarchal state character by adopting the racist state agenda. Under the conditions in which the de-democratisation process has excluded women from public decision making, a particular group of elite men have provided significant support to the men’s rights-based mobilisations thereby increasing their influence over the state. Meanwhile, the biological essentialist accounts of sex and gender have divided women’s struggle, and as such, weakened women’s capacity to challenge the patriarchal state character.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology |
Journal Section | Makale /Articles |
Authors | |
Publication Date | July 8, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 47 Issue: 1 |