1923-1939 yılları arasında, İki Savaş Arası Dönemde (1918-1939) Türkiye ve Yunanistan birbirlerine karşı on yıllarca süren savaşların ardından bir yandan ulus-devlet olma süreçlerini tamamlarken, bir yandan da modern birer devlet olma yolunda kendi prototip vatandaşlarını şekillendirme sürecine girmişlerdir. Özellikle 1930’lardaki ilişkilerinde hem diplomatik hem de özel bir çaba ile spor alanında dostane bir çizgi takip eden iki ülke bunu destekler bir biçimde beden politikaları konusunda birbirlerini yakından takip etmişlerdir. Bu süreçte Türk ve Yunan takımları devletlerinin bu konudaki teşviklerinin etkisiyle defalarca futbol ve daha sonra basketbol maçları yapmış ve iki ülkenin sporcuları Balkan Oyunlarında karşı karşıya gelmişlerdir. Savaşlar arası dönemde her ne kadar Yunanistan’da siyasi istikrar inişli çıkışlı olsa da, her yeni iktidarın beden politikaları konusundaki çizgisi benzerlik göstermektedir. Beden politikaları bağlamında her iki ülkede de -pek çok başka ülkede olduğu gibi- dönemin faşist rejimleri olan İtalya ve Almanya’dan etkilenme gözlemlenmektedir. Mussolini’nin faşist rejiminin, sporu hükümetin ayrılmaz bir parçası olarak kullanan ilk rejim olduğu iddia edilir. Mussolini’nin modelinden kaynaklanan stratejilerin çoğu, Nazi Almanya’sında da benimsenmiştir. Öjeni, vatandaşın beden ve ruh sağlığının ve hatta ahlaki değerlerinin önemsenmesi, kadın bedenine medikal yaklaşımlar, çocuk yetiştirmeye ve gençlere yönelik özel ilgi o dönemde esen faşizm rüzgârının iki ülkedeki yansımalarıdır. Yunanistan, bu dönemdeki beden ve spor politikalarını Antik Yunan Medeniyetinin görkemli dönemlerine atıf yaparak meşrulaştırırken; Τürkiye, Osmanlı geçmişinin üzerinden atlayarak Türk Tarih Tezi ve Güneş Dil Teorisi ile Türklüğün ve Türkçenin kadimliğine vurgu yapmıştır. Ek olarak, yıllar süren savaşlar sonucunda azalmış ve yıpranmış nüfusu verimli üreticiler ve olası savaşlara yönelik güçlü askerler haline getirme kaygılarının, dönemin politikalarını şekillendirmedeki etkisi yadsınamaz. Yani, beden politikaları rejime gönülden bağlı yurttaşlar yetiştirmeyle ilişkiliyken, beden eğitimi de vatandaşın ideolojik şekillenmesinin bir uzantısıdır. Elinizdeki makale Türkiye ve Yunanistan’ın spor ilişkilerini Türkiye’de Cumhuriyet, Yunanistan’da ise spor gazeteleri üzerinden incelemektedir. Beden politikaları ikincil literatür üzerinden karşılaştırılmaktadır. Yöntem olarak niteliksel içerik analizi ve literatür incelemesi kullanılmakta ve kuramsal olarak Foucault’un biyoiktidar ve biyopolitika kavramlarından yararlanılmaktadır. Özellikle İki Savaş Arası Dönemde Foucault’un modern devletler üzerine yaptığı tespitler faşist rejimler ve dönemin ikliminden etkilenen ülkelerde bir apaçıklık olarak ortaya çıkmıştır.
Between 1923 and 1939, in the interwar period (1918-1939), Turkey and Greece, following decades of warfare against each other, were simultaneously completing their nation-state formation processes and engaging in the construction of their own prototype citizens on the path to becoming modern states. Especially during the 1930s, both countries, following a diplomatically and personally cultivated friendly line in the field of sports, closely monitored each other in terms of body politics. In this context, Turkish and Greek teams, with state encouragement, played numerous football—and later basketball—matches against each other, and athletes from both countries competed in the Balkan Games. Although Greece experienced political instability throughout the interwar period, successive governments demonstrated a consistent approach toward body politics. In both countries— much like in many others—body politics were significantly influenced by the fascist regimes of Italy and Germany. Mussolini’s fascist regime is often regarded as the first to systematically integrate sports into state governance. Many of the strategies developed under Mussolini were later adopted by Nazi Germany. The influence of fascism during this era can be seen in the emphasis on eugenics, the physical and mental health of citizens, moral values, medicalized views of women’s bodies, and special attention to child-rearing and youth. Greece legitimized its body and sports policies through references to the glorious periods of Ancient Greek civilization, while Turkey deliberately distanced itself from the Ottoman past and emphasized the antiquity of Turkishness and the Turkish language through the Turkish History Thesis and the Sun Language Theory. Moreover, concerns about transforming a war-torn and diminished population into productive citizens and strong soldiers in anticipation of future conflicts undeniably shaped the political climate of the time. Thus, body politics were directly linked to the cultivation of citizens loyal to the regime, while physical education functioned as an extension of ideological formation. This article examines the sporting relations between Turkey and Greece through the lens of Cumhuriyet newspaper and Greek sports newspapers. Body politics are compared through secondary literature. The methodology involves qualitative content analysis and literature review, and the study draws theoretically on Michel Foucault’s concepts of biopower and biopolitics. Particularly in the interwar period, Foucault’s insights on modern states manifest with striking clarity in countries influenced by fascist regimes and the broader climate of the era.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Comparative Political Movement, Political Movement, Turkish Political Life, International Politics |
Journal Section | Makale /Articles |
Authors | |
Early Pub Date | September 20, 2025 |
Publication Date | September 15, 2025 |
Submission Date | March 21, 2025 |
Acceptance Date | August 11, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 49 Issue: 3 |