Eğitim, hem bireysel olarak yüksek bir yaşam düzeyi elde etmemizin başlıca yolu, hem toplum olarak gelişme ve ilerlemenin, gelişmiş ülkeler arasında yer almanın, hem de ülkede demokratik bir siyasal ve toplumsal yaşamı gerçekleştirmenin önemli bir basamağıdır. Temel eğitimden herkesin fırsat eşitliği ölçüsünde yararlandırılması zorunludur. Bir ülkedeki eğitim düzeyinin yüksekliği gelişmişlik kriterleri arasında oldukça önemli bir yer almaktadır. Günümüzde bütçeden eğitime ayrılan kaynakların payının düşük olması, ülke ihtiyaçlarını karşılamaya yetmemesi nedeniyle özel eğitim kurumlarının sayısı her geçen gün artmaktadır. Devletin sosyal niteliği giderek zayıflamakta ve eğitimde fırsat eşitliğine darbeler vurulmaktadır. Kamusal hizmetlerin piyasalaştırılması, sermayenin sınırsız yayılmacılığı ile karakterize olan neo-liberalizm, yükseköğretim sistemlerini küresel bir kuşatma altına almaktadır. Dünya Bankası öncülüğünde, uluslararası sermaye örgütlerinin hazırladığı neo-liberal yüksek öğretim stratejileri, ülkelerin özgün koşullarına paralel olarak dünya çapında uygulamaya geçirilmektedir. Tüm bu bilgiler ışığında, bu çalışmada 1980 sonrası Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarında yaşanan eğitimde özelleştirme ve piyasalaştırma konusundaki gelişmeler incelenecektir. Çalışmada ayrıca eğitimde özelleştirmede bugün gelinen noktanın bir fotoğrafının çekilmesi amaçlanmaktadır.
Education is a significant step for both gaining a higher life standards, for development and progress of a society and for achieving a respectable position among development countries and finally for establishing a democratic political and social life in society. It is crucial to provide fair opportunities for education for everyone. Education level of a country is a significant criterion for determining development level. Nowadays, due to decreasing portion of resources from budget to education expenditures, private education institutions’ numbers have increased remarkably. This situation escalates the social welfare nature of the state and erodes equal opportunity for education. Neo-Liberalism, characterized by marketization of public and unlimited expansion of capital, globally surrounds higher education systems. Neo-Liberal education strategies, prepared by international capital institutions, under the auspices of World Bank, have been realized globally parallel authentic conditions of countries. Within the light of these data, in that study, privatization and marketization processes of Turkish Higher Education will be analyzed. In the study, making a descriptive explanation of the current situation of privatization in higher education is also intended.
Other ID | JA52TU37DT |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2010 |
Published in Issue | Year 2010 Issue: 25 |