The paper argues that the present era of post-postmodernism experiences a revival of metanarratives via conscious human cultivation, invention or „fabulation‟ of new totalities and truths. The age of postmodernism with its undermining irony, hopelessness, pessimism and the sense of the looming end could not but leave the world in a state of despair, characterised by a propagated rule of the simulacra and the subaltern, hybridism, uncertainty, absence and inconclusiveness. As a result, the world witnessed the appearance of various calls for the reinstitution of metanarratives as the only cure to rescue mankind from continuous deferral of signification, which tends to feel secure only with a score of guiding narratives.
Bu makalenin amacı günümüzdeki post-postmodernizm’in, postmodernizm tarafından bozulmuş yadsınmış, ‘fabülasyon’ aracılığı ile iyileştirilmiş üst-anlatıların yeniden gözden geçirilmesini tartışmaktır. Postmodernizm çağı, sarsıcı ironisiyle, umutsuzluğuyla, kötümserliğiyle ve kaçınılmaz sonun geleceğinin neden olduğu hisle, dünyayı, belirsizliğin neden olduğu önlenemez bir kedere terkediyor. Bu keder ki, ortaya çıkışını, simulakranın ve bastırılmış olanın, melezin zaferinin, kesin olmayanın, farklılıkların, yokluğun, sonuçsuzluğun saklı propogandasına borçlu. Sonuç olarak, dünya bir epistemoloji çerçevesini oluşturmada yardımcı araçlar olan ütopik yaşam anlatılarının sebebinin varlığıyla güvende hissetmeye meyilli, anlamın devamlı ertelemesinden kurtaracak gerekli şifa olarak, üst-anlatıların tekrar kurumsallaşması için çeşitli çağrıların ortaya çıkışını gördü.
Other ID | JA52VD95RY |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2009 |
Published in Issue | Year 2009 Issue: 23 |