Bilginin mahiyetinin ne olduğu ve kesinliğe nasıl ulaşılacağı sorusu kelâm ve felsefe disiplini ile meşgul olan âlimlerin zihnini meşgul etmiştir. Bu doğrultuda bilginin tanımı ve çeşitleri hakkında pek çok teori öne sürülmüştür. Özellikle kesin bilgiye nasıl ulaşılacağı sorusuna cevap arayan düşünürler, zihinde oluşan suretleri, vakıaya mutabık olup olmama durumlarını dikkate alarak tasnif etmiştir. İlgili taksimlerin öğeleri, taşıdıkları doğruluk ve kesinlik nitelikleri itibari ile cehaletten başlayıp ilme kadar uzanmaktadır. Felsefî kabulleri kelâm disiplini ile ilişkilendiren ve yazdığı kelâm kitaplarında felsefî muhtevayı yansıtan Şemseddîn es-Semerkandî (ö. 722/1322) kesin bilginin çeşitlerini farklı eserlerinde tartışmaktadır. Bu çalışma kesin bilginin kaynakları konusunda Semerkandî’nin, -yer yer çeşitli revizeler yapsa da- İbn Sînâ’dan (ö. 428/1037) etkilendiğini öne sürmektedir. Fakat Semerkandî, semiyyât bahislerini tartışırken mütevâtirâtın kesin bilgiye ulaşmak için yeterli olmadığını ancak karineler ile katiyete ulaşılabileceğini iddia ederek İbn Sînâcı gelenekten ayrılmıştır. Bunun yanında Semerkandî’nin bilgi anlayışının kendine özgü yönlerine dikkat çeken bu makalede ona göre doğruluk değeri açısından önermeler incelenip kesin bilgi anlamındaki ilmin kaynakları tartışılacaktır.
The question of what the nature of knowledge is and how to reach certainty kept the philosophers busy. Hence, many theories have been brought up about the definition and types of knowledge. In particular, thinkers seeking an answer to the question of how to reach certain information have categorized the images formed in the mind, taking into account whether they agree with the actual events or not. The elements of these divisions, in terms of their accuracy and certainty, range from ignorance to knowledge. Shams al-Dīn al-Samarqandī (d. 722/1322), who connects philosophical assumptions to the discipline of kalām (theology) and reflects the philosophical content in his kalām books, discusses the types of knowledge in his different works. This study argues that al-Samarqandī was influenced by Avicenna (d. 428/1037) regarding the sources of knowledge. However, while discussing semiyyat topics, al-Samarqandī differed from the Avicennian tradition, claiming that mutawātirāt is not sufficient to reach certain information, but that certainty can be reached with presumptions. In addition, this article draws attention to the unique aspects of al-Samarqandī’s understanding of knowledge, according to him, the propositions in terms of truth-value will be examined and the sources of exact knowledge will be discussed.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 9 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 9 Sayı: 17 |
Aksaray Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi dergisi Mütefekkir, her yılın 15 Haziran ve 15 Aralık tarihlerinde olmak üzere basılı ve online olarak yayınlanan, uluslararası akademik ve hakemli bir dergidir.