The number of online digitalised content has rapidly exploded in the last two decades. These contents on social media can be easily accessed, interacted with, disseminated, and downloaded with tablets, computers, smartphones, and laptops. As a developing phenomenon, cyberspace facilitates communication and information through social media. These social media features are also used for malicious purposes and cause security threats against countries. For instance, terrorist organisations may use social media to communicate with each other, recruit new terrorists, spread their messages, and incite targeted audiences for terror attacks (including lone wolf attacks). Terrorist organisations disseminate manipulative messages or extremist content of terrorism through social media to lure people into involving in terrorist activities. For these reasons, there is a need to build multilateral cooperation between national and international authorities to deal with security threats caused by social media. Thus, both national and international authorities are disposed to take further legal measures against terrorist-related content on social media. In this case, it is necessary to analyse the question of how international law and some national law systems create a legal framework against terrorist online content. The Council of Europe has produced an important legal framework in this regard. At the same time, the European Court of Human Rights (ECtHR) and case law, as an area to be considered in this legal framework, should be carefully analysed in this sense. The ECtHR case law regarding online content intended to promote terrorism in social media provides a broader and more comprehensive approach to the decisions of the defendant countries.
Online dijital içerikler son 20 yılda hızlı bir şekilde artmıştır ve artmaya devam etmektedir. Bu içerikler; akıllı telefonlar, tablet ve dizüstü bilgisayarlar gibi farklı cihazlar ile sosyal medya vasıtasıyla çok kolay bir şekilde erişilebilir, karşılıklı etkileşilebilir, yayınlanabilir ve indirilebilir olmuşlardır. Gelişmekte olan siber alan, sosyal medya bilgi ve iletişim imkânlarını kolaylaştırmaktadır. Bu özellikler kötü amaçlar için de kullanılmakta ve ülkeler için ciddi bir güvenlik tehdidi oluşturmaktadır. Özellikle terör örgütleri tarafından birbirleriyle haberleşmek, bilgi alışverişi yapmak, yeni örgüt üyeleri kazanmak, kendi mesajlarını yaymak ve hedeflenen kişileri terör saldırısı (hatta yalnız kurt saldırıları) yapmaya kışkırtmak için sosyal medya kullanılmaktadır. Terör örgütleri, insanları terör faaliyetlerine katılmaları için cezbetme amacıyla manipülatif mesajları veya aşırı/radikal içerikleri yine sosyal medya aracılığı ile yayınlamaktadır. Sosyal medya üzerinden oluşan yeni güvenlik tehditleri ile mücadele etmek için ulusal ve uluslararası otoriteler arasında çok taraflı iş birliği oluşturulması bir zorunluluktur. Bu sebeple son yıllarda ulusal ve uluslararası otoriteler sosyal medyanın bu tür kullanımlarına karşı yasal tedbirler alma konusunda yoğun çaba sarf etmektedirler. Bu durumda uluslararası hukuk ve bazı ulusal hukuk sistemlerinin terör amaçlı online içeriklere karşı nasıl bir hukuki çerçeve oluşturdukları sorusunun analiz edilmesi gerekmektedir. Avrupa Konseyi bu hususta önemli bir hukuki çerçeve ortaya çıkarmıştır. Aynı zamanda bu hukuki çerçevenin dikkate alınması gereken bir alan olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve içtihat hukuku bu anlamda dikkatle analiz edilmesi gerekmektedir. Sosyal medyada terörizm propagandası amaçlı online içeriklere yönelik AİHM içtihatları, davalı ülkelerin yaptırımlarını farklı açılardan ve kapsamlı bir şekilde ele alınmasını sağlamaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political Science |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 4 Issue: 2 |