The fact that the Ottoman Empire had to withdraw from Palestine, where it had dominated for about four centuries, in the 20th century caused great changes in the region in terms of geography and politics. Palestine's strategic location and its hosting of places considered sacred in terms of three divine religions, Islam, Christianity and Judaism, have left the region confronted with the desires of different power groups to dominate. The First Arab-Israeli War officially begins after the establishment of the State of Israel in the occupied Palestinian territories in 1948.
In this war, Israel captured almost three-quarters of the Palestinian territories and half of Jerusalem. Jordan seizes the old city, namely East Jerusalem. Thus, Jerusalem is divided into West and East. Israel puts a border crossing called Mandelbaum, a checkpoint between East Jerusalem and West Jerusalem. The Mendelbaum Gate becomes a point where Palestinians staying in Israel can meet with their immediate relatives, as well as Palestinians living in the West Bank, then under Jordanian rule, or in other countries.
Beyond being a border control gate, the Mandelbaum Gate has become a symbol of both reunion and separation over the years. With the establishment of the State of Israel, the Palestinian people were forced to migrate and forced to live as refugees, causing families to break up and individuals to be thrown from one place to another. There are tragedies such as dispersed families, sometimes meeting for a short time with the permission granted once a year, and sometimes forced to live unaware of each other due to the rejection of visa applications for years, and these experiences find their place in the short story of Palestine. In this article, the stories of Samira Azzam, Ghassan Kanafani and Najwa Kavar Farah, who have an important place in Palestinian literature, and which revolve around the reunions at the Mandelbaum Gate, called “Another Year”, “The Horizon Behind the Gate”, and “The Mendelbaum Gate” will be examined.
Osmanlı Devletinin yaklaşık dört yüzyıl hâkimiyetini devam ettirdiği Filistin’den 19. yüzyılda çekilmek durumunda kalması, bölgede coğrafi ve siyasi açıdan büyük değişiklikler olmasına neden olur. Filistin’in gerek stratejik konumu gerekse üç ilahi din olan İslamiyet, Hıristiyanlık ve Yahudilik açısından kutsal sayılan mekânlara ev sahipliği yapması bölgeyi öteden beri farklı güç odaklarının hâkimiyet kurma istekleriyle karşı karşıya bırakır. 1948 yılında işgal edilen Filistin topraklarında İsrail Devletinin kurulması üzerine Birinci Arap-İsrail Savaşı resmen başlar. Bu savaşta İsrail, Filistin topraklarının hemen hemen dörtte üçünü ele geçirdiği gibi Kudüs’ün de yarısını ele geçirir. Ürdün ise eski şehri yani Doğu Kudüs’ü ele geçirir. Böylece Kudüs Batı ve Doğu olmak üzere ikiye bölünür. İsrail, Doğu Kudüs ve Batı Kudüs arasına Mendelbum adında bir sınır kapısı, bir geçiş kontrol kapısı koyar. Mendelbum Kapısı, İsrail’de kalan Filistinliler ile Batı Şeria olarak adlandırılan ve o dönem Ürdün yönetimi altında kalan bölgede bulunan veya başka ülkelerde bulunan Filistinlilerin birinci dereceden akrabalarıyla görüşebilecekleri bir nokta olur. Mendelbum Kapısı, bir sınır kontrol kapısı olmasından öte kullanıldığı yıllar boyunca hem kavuşmanın hem de ayrılığın simgesine dönüşür. Zira, İsrail Devleti’nin kuruluşuyla Filistin halkının göçe zorlanması, mülteci olarak yaşamak zorunda bırakılması ailelerin parçalanmasına, bireylerin oradan oraya savrulmasına neden olur. Dağılan ailelerin, bazen yılda bir defa verilen izinle kısa süreli kavuşmaları bazen de yıllar boyunca vize başvurularının reddedilmesiyle birbirlerinden habersizce yaşamak zorunda bırakılmaları gibi dramlar yaşanır, işte bu yaşanmışlıklar da Filistin kısa hikâyesinde yerini bulur. Bu makalede Filistin edebiyatında önemli bir yere sahip yazarlardan Semîra ‘Azzâm, Ġassân Kenefânî ve Necva Ḳa’vâr Faraḥ’a ait ve Mendelbum Kapısında yaşanan kavuşmalar ekseninde dönen ‘Âmun Âḫir (Başka Bir Yıl), el-Ufuḳ Varâʹe’l-bavvâbe (Ufkun Ardındaki Kapı) ve Bavvâbat Mendelbûm (Mendelbum Kapısı) adlı hikâyeler incelenecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Literary Studies, Creative Arts and Writing |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 27, 2021 |
Submission Date | September 30, 2021 |
Acceptance Date | November 5, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |