Eski İran hanedanlıklarında veraset ideolojisi devlet ve hükümdar geleneklerinin temel unsurlarından birini teşkil etmektedir. Eski İran tarihinin yönetimsel manada geleneksel yapısı, mahalli krallar tarafından yönetilen hanedanlıkların etrafında şekillenmiştir. Bu hanedanlıklar kendi aralarında yaptıkları mücadeleler sonucunda ya İran’ın hâkimi olmuş ya da İran’ın hâkimiyetini bir başka hanedanlığa devretmiştir. Bu aşamadan sonra iktidarı ele geçiren hanedanlığın giriştiği ilk icraat, kendi hanedanlığının meşruluğunu kanıtlamak için, İran’ın mitolojik ve/veya tarihi kadim hâkimleri ile veraset bağı kurmak olmuştur. Hanedanlar arasında kurulan bu bağlantı, hanedan içindeki veliahtlık kurumunda da kendini göstermektedir. Öyle ki hanedanlar arasındaki meşruiyet mücadelesi, hükümdardan sonra tahta çıkmak isteyen kralın çocukları veya hanedanın diğer üyeleri arasında da yaşanan bir durumdur. Zira Eski İran geleneğine göre bir hükümdar öldükten sonra yerine geçecek kişinin, selefi ile kan bağı taşıması gerekmekteydi. Nesebiyet bağının yanında kral adaylarının tahta çıkabilmek için bir dizi niteliklere sahip olması lazımdı. Ayrıca yerine getirmesi gereken sorumlulukları bulunmaktaydı. Buradan hareketle bu çalışmadaki amaç, Eski İran’da hem hanedanlar hem de hanedan üyeleri arasındaki veraset anlayışını incelemek ve hükümdar olabilmek için sahip olunması gereken nitelikleri örneklerle belirlemeye çalışmaktır. Ayrıca Eski İran’daki veraset anlayışında bir devamlılık olup olmadığı da tespit edilmek istenmektedir. Çalışma Akhaimenid (Persler), Arsak/Eşkânî (Parthlar) ve Sâsânî hanedanlıkları dönemini kapsamaktadır. Yöntemsel olarak araştırma, kronolojik ve veraset ideolojisi bağlamında tematik bir şekilde ilerlemektedir. Çalışmanın sonucunda egemenliği elde eden hanedanlıkların Keyanî ve Akhaimenid mirasına sahip çıktığı, bu ideolojinin bir meşruiyet aracı olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Veliahtlık konusunda ise tahtta hak iddia edenlerin amacına ulaşabilmesi için egemen hanedanın bir mensubu olması gerekse de bunun tek başına yeterli olmadığı; bunun yanında İran’daki politik veya dinî figürlerin de veraset mücadelelerinde belirleyici unsurlar olduğu tespit edilmiştir.
In the ancient Iranian dynasties, the ideology of inheritance constituted one of the basic elements of the state and ruler traditions. The traditional administrative structure of ancient Iranian history was shaped around dynasties ruled by the local kings. These dynasties either became the rulers of Iran or transferred the dominance of Iran to another dynasty as a result of their struggles among themselves. After this stage, the first act of the dynasty that took power was to establish a succession ties with the legendary and / or historical former rulers and dynasties of Iran to prove the legitimacy of their dynasty. This ideology was also used by the Iranian dynasties to prevent the spread of Rome to Anatolia and Mesopotamia. This connection established between the dynasties was also seen in the heirship institution within the dynasty. So that the legitimacy struggle between the dynasties was also among the children of the ruler or other members of the dynasty who wanted to ascend the throne after teh death of the king. According to the ancient Iranian tradition, after a ruler died, the successor had to bear blood ties with his predecessor. In addition to the bond of lineage, candidates for rulers had to have some qualifications in order to ascend to the throne, and they had responsibilities to fulfill. The aim of this study is to examine the successor ties between both dynasties and members of the dynasty and determine the qualities required to be a king with examples in ancient Iran. In addition, it is wanted to determine whether there is a continuity in the tradition of inheritance in ancient Iran. The study covers the period of the Achaemenid (Persians), Arsacid (Parthians) and Sassanid dynasties. Methodically, the research proceeds chronologically and thematically in the context of the ideology of inheritance. As a result of the study, it was understood that the dynasties that had sovereignty claimed the Keyanî and Achaemenid heritage and that this ideology was used as a legitimacy component. Regarding the crown of the throne, the claimants to the throne need to be a member of the ruling dynasty, but this alone is not enough; In addition, it has been determined that the political or religious figures in Iran are the determining factors in the succession struggles.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 21, 2021 |
Submission Date | April 28, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |
OANNES Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. (CC BY NC)
Dergimize yalnızca Eskiçağ Tarihi, Arkeoloji ve Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri alanlarından yayın kabulü yapılmaktadır. Diğer alanlardan gönderilen yayınlar değerlendirmeye alınmamaktadır.