Kerkük dünyanın en eski ve en uygar şehirlerinden biri olarak uzun tarihi boyunca Orta Ortaçağ ve Geç Ortaçağ dışında şöhretini günümüze kadar hiç aksatmadan devam ettirmiş ve bu zaman zarfında da birçok medeniyete ve birçok devlete ev sahipliği yapmıştır1 . İnsanoğluna ait en eski iskeletler ve onun ev eşyası olarak kullandığı en eski buluntular ve eserler bu şehirde ortaya çıkarılmıştır2 . Şehrin Asurlular döneminde inşa edilen tarihî kalesinin günümüze kadar gelmesi, buranın ne kadar eski bir geçmişe sahip oluğunun en önemli kanıtını teşkil etmektedir. Antik çağdan sonra bir süre ihmale uğrayan şehir, çok eski devirlerden beri burada yaşayan Türklerin, Orta Asya’dan gelen ve kan bağıyla yakınları olan diğer Türklerle kaynaşması ve bu kitlenin bir bütün olarak Irak’ta egemen bir güç durumuna gelmesiyle birlikte, yeniden eski şöhretini kazanmaya başlamış ve bu şahlanış veya yenilenme hareketi sonucunda da diğer şehirler gibi, uygarlık yarışında hakkettiği yerini almıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2009 |
Published in Issue | Year 2009 Volume: 6 Issue: 1 |