Konargöçer toplum yapısı doğrultusunda Türklerin ekonomik anlayışlarının önemli ölçüde hayvancılığa dayandığı söylenebilir. Hayvancılığa dayalı ekonomi ise sürüleri sevk ve idare etme noktasında yetkin bireylerin varlığını zorunlu kılmış ve çobanlık önemli bir meslek alanı olarak karşımıza çıkmıştır. Değişen sosyal ve kültürel koşullara bağı olarak Türk toplumunda çobanlığa dair algı ikili bir yapı izlemiştir. Çalışma sahamız olan Burdur’un özellikle kırsal kesimlerinde hayvancılık önemli bir faaliyet olmuştur. Ekonomik faaliyet alanlarının gelişmesi ve özellikle genç nüfusun kent merkezine yerleşme düşüncesi hayvancılığa verilen önemi bir nebze de olsa azaltmıştır. Çobanlığın sürdürülebilmesi adına gereken çırak sayısının azlığı ise ayrı bir tehlike olarak görülmüştür. Bahsi geçen olumsuz durumlara karşın yörede bulunan çobanların zengin bir geleneksel bilgiye sahip olduğu ve bu geleneksel bilginin bir kısmının ise “çoban seslenmeleri”nden oluştuğu görülmektedir. Yapılan çalışmada çoban ve hayvanlar arasındaki iletişimin sağlanması ve süreklilik kazanması adına çobanlar tarafından farklı yaklaşımların benimsendiği görülmüştür. Çobanlar; çoban köpeklerini kullanarak, ıslık çalarak ve birtakım özel seslenmelerde bulunarak hayvanları sevk ve idare etmiştir. Bu özel seslenmeler aracılığıyla hayvanların bir araya gelmeleri, dağılmaları, su içmeleri gibi amaçların güdüldüğü görülmüş ve bu seslenmeler birtakım örnekler aracılığıyla sunulmuştur.
In line with the nomadic society structure, it can be said that the economic understanding of the Turks was based on animal husbandry. The economy based on animal husbandry necessitated the presence of competent individuals to lead and manage herds, and shepherding emerged as an important profession. Depending on the changing social and cultural conditions, the perception of shepherding in Turkish society has followed a dual structure. Animal husbandry has been an important activity especially in the rural areas of Burdur, our study area. The development of economic activity areas and the idea of settling in the city center, especially for the young population, has reduced the importance given to animal husbandry to some extent. The low number of apprentices required for the continuation of shepherding was seen as a separate danger. Despite the aforementioned negative situations, it is seen that the shepherds in the region have a rich traditional knowledge and some of this traditional knowledge consists of “shepherd calls”. In the study, it was observed that different approaches were adopted by the shepherds in order to ensure and maintain communication between the shepherd and the animals. Shepherds directed and managed the animals by using shepherd dogs, whistling and making some special calls. Through these special calls, it was seen that the animals were intended to come together, disperse, and drink water, and these calls were presented through a number of examples.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Turkish Language and Literature (Other) |
Journal Section | Review Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | July 3, 2024 |
Acceptance Date | October 14, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 6 Issue: 2 |