Problem Statement: Cyber bullying has been occurred as a new kind of bullying among students as a result of misusing technological developments. Cyber bullying has serious negative effects in psychological, emotional and social areas. The findings of the researches states that suffering from bullying behaviors causes physical and mental illnesses after a while and in case these bullying behaviors continue for a long time and the victim cannot get support from the environment, this causes these illnesses to be felt more severely
Purpose of Study: The aim of this study was to investigate the levels of the students’ being cyber victim with respect to depression, anxiety and gender.
Methods: The sample of this study was composed of the 261 students attending two different high schools in the second term of 2009-2010 education year in Osmaniye city center. 22 of these students were excluded from the scope of the research since their scales were not completely filled. In conclusion, 239 students were included in the study since their scales were found practicable. Three means were used to collect data in the research. These are virtual victim questionnaire, permanent anxiety inventory and Beck depression inventory.
Findings and Result: Results indicated that there were positive significant correlations among cyber victim, depression and anxiety. Also, there were negative and low level correlations between cyber victim and gender. This finding showed that girls were exposed to cyber bullying more than boys.
Conclusions and Recommendations: With the rapid increase of technological improvements and use of technological means by the students more commonly, this problem which is experienced in schools leads to the thought that it will become a more important issue in the following years. It was found that the students included in the bullying incidents (both as bully and victim) are more inclined to psychological problems than the ones not involved. Since cyber bullying incidents are done using technological means, they will not be limited to a specific area (school, schoolyard, class, roundtrip to school). Considering the possibility that such incidents will happen also at home, parents should undertake important duties and responsibilities for preventive actions. For this purpose, school staff should raise awareness regarding the use of technology in not only students but also the parents.
Problem durumu: Teknolojik gelişmeleri yakından takip eden öğrencilerin bu teknolojik gelişmeleri amacının dışında kullanmaları sonucu öğrenciler arasında yeni bir zorbalık türü olan sanal zorbalık görülmeye başlanmıştır. Sanal zorbalığın, psikolojik, duygusal ve sosyal alanlarda ciddi olumsuz etkileri vardır. Araştırma bulguları, zorbaca davranışlara maruz kalma durumunun bir süre sonra fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklara neden olduğunu ve zorbaca davranışların uzun süre devam etmesi ve kurbanın çevreden destek görememesi durumunda yaşanan bu rahatsızlıkların daha da şiddetli hissedilmesine neden olmaktadır.
Araştırmanın Amacı: Bu çalışmada ortaöğretim öğrencilerinin sanal zorbalığa maruz kalma düzeylerini yordamada; depresyon, anksiyete ve cinsiyetin etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır.
Araştırmanın Yöntemi: Araştırma, tarama modeline uygun olarak planlanmış ve gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubu 2009-2010 öğretim yılının ikinci döneminde Osmaniye ili merkezde bulunan iki farklı orta öğretime devam eden 261 öğrenciden oluşmaktadır. Bu öğrencilerden 22’si ölçekleri tam olarak doldurmadığı için araştırmanın kapsamı dışında tutulmuştur. Sonuçta 239 öğrencinin ölçekleri kullanılabilir bulunarak araştırmaya dahil edilmiştir. Araştırmada veri toplamak amacıyla üç araç kullanılmıştır. Bunlar sanal kurban ölçeği, sürekli anksiyete ölçeği ve Beck depresyon ölçeğidir. Bu ölçeklerin yanında kişisel bilgi elde etmek amacıyla iki sorudan oluşan (cinsiyet ve sınıf) bilgi toplama formu kullanılmıştır.
Araştırmada öğrencilerin sanal zorbalığa maruz kalma düzeylerini belirlemek amacıyla Ayas ve Horzum (2010) tarafından geliştirilen “Sanal Zorba/Kurban Ölçeği” kullanılmıştır. Sanal Zorba/ Kurban ölçeği, biri “ Sanal Zorba Ölçeği” diğeri “ Sanal Kurban ölçeği” olarak adlandırılan ve aynı maddelerin farklı biçimde sorulmasından oluşan paralel iki ölçekten oluşmaktadır. Öğrencilerin sanal zorba ölçeğinde yer alan söz ve eylemleri ne sıklıkla yaptıklarını, kurban ölçeğinde ise bu söz ve eylemlere ne sıklıkla uğradıklarını işaretlemeleri beklenmektedir. Bu araştırmada öğrencilerin sanal zorbalığa maruz kalma düzeylerini belirlemeye yönelik bir araştırma olduğundan sadece sanal kurban boyutu kullanılmıştır. Ölçeğin orijinali ilköğretimde okuyan öğrencilere yönelik geliştirildiğinden, ölçeğin orta öğretim öğrencilerinde de kullanılabilmesi için ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılmıştır. Ölçek için yapılan geçerlik ve güvenirlik çalışmalarında araştırma için toplanan veriler kullanılmıştır. Ölçeğin geçerlik çalışmalarında öncelikle yapı geçerliliği amacıyla doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır.
Ölçme araçları öğrencilere elden dağıtılarak sanal kurban ve zorba olma durumunun ne olduğunu ifade eden bilgiler, ölçekteki ön bilgilerde yer almasına rağmen ayrıca araştırmacı tarafından örneklerle öğrencilere anlatılmıştır. Ölçme araçları her bir öğrencide farklı sırada gelecek şekilde fotokopi çektirilerek zımbalanmıştır. Verilerin analizi için öncelikle sanal kurban, depresyon, anksiyete ölçeklerinden elde edilen puanların çoklu doğrusal regresyon analizinin varsayımını karşılayıp karşılamadıklarına bakılmıştır. Varsayımların karşılanmasından sonra doğrusal çoklu regresyon yöntemlerinden standart (enter) yaklaşım tercih edilmiştir.
Araştırmanın Bulguları: Analiz sonuçlarında öncelikle sanal zorbalığa maruz kalma düzeyi değişkeni ile bağımlı değişkeni yordayacak değişkenler arasındaki ikili ve kısmi korelasyon sonuçları incelenecektir. sanal zorbalığa maruz kalma düzeyleri ile depresyon arasında pozitif ve orta düzeyde bir ikili ilişki (r= .35) olduğu ancak anksiyete ve cinsiyet değişkeni kontrol edildiğinde iki değişken arasındaki kısmi korelasyonun pozitif ve düşük bir ilişki (r= .21) olarak hesaplandığı görülmektedir.
Sanal zorbalığa maruz kalma düzeyi ile anksiyete değişkeni arasında pozitif ve orta düzeyde bir ikili ilişki (r= .33) olduğu, depresyon ve cinsiyet değişkeni kontrol edildiğinde iki değişken arasındaki kısmi korelasyonun pozitif ve düşük bir ilişki (r= .19) olarak hesaplandığı görülmektedir.
Sanal zorbalığa maruz kalma düzeyi ile cinsiyet değişkeni arasında negatif ve düşük düzeyde bir ikili ilişki (r= -.13) olduğu, depresyon ve anksiyete değişkeni kontrol edildiğinde iki değişken arasındaki kısmi korelasyonun negatif ve düşük bir ilişki (r= -.19) olarak hesaplandığı görülmektedir.
Depresyon, anksiyete ve cinsiyet değişkenleri birlikte ele alındığında sanal zorbalığa maruz kalma düzeyi ile pozitif, orta düzeyde ve anlamlı bir ilişki ortaya çıkarmaktadır (R= .42, p< .01). Depresyon, anksiyete ve cinsiyet değişkenleri birlikte ele alındığında sanal zorbalığa maruz kalma düzeyi toplam varyansının %18’ini açıklamaktadır. Standardize edilmiş regresyon katsayısına (β) göre yordayıcı değişkenlerin sanal zorbalığa maruz kalma düzeyi üzerindeki göreli önem sırası; depresyon, anksiyete ve cinsiyettir. Regresyon katsayılarının anlamlılığına ilişkin t-testi sonuçları incelendiğinde ise depresyon, anksiyete ve cinsiyet değişkenlerinin sanal zorbalığa maruz kalma düzeyi üzerinde anlamlı bir yordayıcı olduğu görülmektedir.
Sonuç ve Öneriler: Teknoloji öğrenciler tarafından amacının dışında kullanılmaya başlanmasıyla birlikte okullarda sanal zorba/kurban olma durumları önemli bir sorun haline gelmeye başlamıştır. Türkiye’de sanal zorba ve kurbanlarla ilgili çalışmalar 2007 yılında yapılmaya başlanmasına rağmen yapılan çalışmalarda bu sorunun hiçte küçümsenmeyecek boyutlarda olduğu görülmektedir. Teknoloji alanındaki gelişmelerin hızlı bir şekilde artması ve teknolojik araçların öğrenciler tarafından daha yaygın kullanılmaya başlanmasıyla okullarda yaşanan bu sorun ilerleyen yıllarda daha da önemli bir sorun haline geleceği düşüncesinin oluşmasına neden olmaktadır. Zorbalık olaylarına dahil olan öğrencilerin (hem zorba hem de kurban) dahil olmayan öğrencilere göre daha çok psikolojik sorunlara eğilimli oldukları bulunmuştur. Yapılan bu çalışmada sanal zorbalığa maruz kalma düzeyiyle depresyon ve anksiyete arasında pozitif yönlü ve orta düzeyde bir ilişki olduğu bulunmuştur. Sanal zorbalığa maruz kalma düzeyinin cinsiyete göre karşılaştırıldığında, araştırmaya katılan kız öğrencilerin erkek öğrencilerden daha fazla sanal zorbalığa maruz kaldığı bulunmuştur.
Sanal zorbalığa maruz kalma sadece zorbaca davranışlara maruz kalan öğrencileri ilgilendirmeyip tüm öğrencileri ilgilendiren bir sorun olarak değerlendirilmelidir. Bu sorunu görmezden gelerek çözüm önerileri geliştirmemek, sonraki dönemlerde oluşacak daha büyük sıkıntılara seyirci kalmak anlamına gelecektir. Okul personeli ve velilerin sanal zorba/kurban olaylarıyla mücadele etmeleri için sanal zorbalık olaylarının öğrenciler üzerinde oluşturduğu psikolojik etkilerini bilmesi gerekir. Sanal zorbalık olaylarının bu tür olaylara maruz kalanları olumsuz şekilde etkilediği ve bu tür olayların daha fazla olumsuz etkilere neden olmaması için gerekli önleyici çalışmaların yapılması gerektiğini göstermektedir. Sanal zorbalık olaylarını ortadan kaldırmaya yönelik önleme programlarının planlanması ve uygulanması, ancak mevcut tablonun bilimsel bakış açıları ve araştırmalar ile gözler önüne serilmesiyle mümkün olacaktır.
Sanal zorba/kurban olayları teknolojik imkanlar kullanılarak gerçekleştirildiği için belli bir alanla (okul, okul bahçesi, sınıf, okula gidiş geliş yolu) sınırlı kalmayacaktır. Sanal zorbalık olayları evde de gerçekleşme olasılığının olduğu düşünüldüğünde önlemeye yönelik çalışmalarda velilere özellikle görev ve sorumluluklar düşecektir. Bu amaçla okul personeli öğrencileri teknoloji kullanımı konusunda bilinçlendirirken velileri de teknoloji kullanımı konusunda bilinçlendirmeleri gerekmektedir.
Sanal zorba/kurban olayları sanal zorbalığa maruz kalanları psikolojik anlamda olumsuz şekilde etkilediği alan yazın incelemesinde ve bu araştırma sonucunda görülmektedir. Bu nedenle okullardaki psikolojik danışmanların bu tür olaylara maruz kalanları tespit ederek psikolojik destek vermesi gerekmektedir.
Journal Section | Makaleler |
---|---|
Authors | |
Publication Date | July 6, 2014 |
Submission Date | June 17, 2014 |
Published in Issue | Year 2014 Volume: 1 Issue: 1 |