The aim of this paper is to
reveal the role of the political and juridical within the flow of motion
conceptually. For this purpose, the function of the phenomenological approach
in the illustration of the political and juridical will be determined. Within
this frame the paper attempts to illustrate the dimensions of present phenomena
by emphasizing the relations and differences between the political and
juridical. İf the political as it is the focus of objection is source to
uncertain human action, it must always place the juridical in the universal.
Regimes’ claims of objectification versus its renouncers’ arguments of universality
(to apply to the juridical, human rights, humanity) constitute the unique’s and
universal’s scene. Scenes, wherein every universality retains a singularity and
every singularity retains a universality are also scenes of the political.
In the light of these arguments
the paper explains the differentiation of the political and juridical with
respect their phenomenal and phenomenological character in the framework of the
components identification and difference. It tries to show that periods of wide
turbulence (the age of transition) disrupt the “normal” order of the
identification and difference principles. For this reason the ascendancy
between the positions of universality and particularity are replaced by
ascendancy through weapons. The components of universality and particularity in
the formation of identity depending on identification makes it difficult to
retract freedom from obligation therefore limiting the movement of the
individual. This paper displays within the framework of these matters of fact,
the importance of the critique of the phenomenology of freedom.
Bu makalenin amacı, siyasal
ve hukuksalın bilinç ve eylem akışı içindeki yerini kavramsal olarak ortaya
koymaktır. Bu amaçla makalede fenomenolojik yaklaşımın siyasal ve hukuksalın
ortaya konmasındaki işlevi belirlenecektir. Bu çerçevede siyasal ve hukuksal
arasındaki fark ile onlar arasındaki ilişkileri ortaya koyarak günümüz
fenomenlerinin boyutları orta koymaya çalışılmıştır. Siyasal (olan) itirazların
merkezi olarak belirsiz insan eylemine kaynaklık ederken her zaman hukuksalı
evrenselin içinde konumlandırmaktadır. Bütün rejimlerin nesneleştirme iddiaları
karşısında onu reddedenlerin evrensellik iddiaları (hukuka, insan haklarına,
insanlığa başvurma) evrenselin ve tekilin sahnelerini oluşturmaktadır. Her
evrenselliğin bir tekilliği her tekilliğin de evrenseli içerdiği bu sahnemeler
aynı zamanda siyasalın sahnelenmesidir.
Makale bu argümanlar ışığında siyasal ve
hukuksalın fenomenal ve fenomenolojik karakterleri açısından farklılaşmasını
özdeşlik ve farklılık öğeleri çerçevesinde açıklamaktadır. Makale, yaygın
kargaşa dönemlerinin özdeşlik/farklılık ilkelerinin “normal” düzenini kesintiye
uğrattığını, bu nedenle de evrensellik ve tekillik konumları arasındaki
üstünlüğün yerini silahların üstünlüğüne bıraktığını göstermeye çalışmaktadır.
Kimliğin oluşumundaki evrensellik ve tekillik bileşenlerinin özdeşlik
bileşenine yaslanması özgürlüğün zorunluluğun içinden çekip çıkarılmasını zorlaştırarak
öznenin hareketini kuşatmaktadır. Makale bu olgular çerçevesinde özgürlüğün
fenomenolojisinin eleştirisinin önemini ortaya koymaktadır.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | January 10, 2017 |
Submission Date | January 10, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 4 Issue: 1 |
Please click for the statistics of Google Scholar.